Merkezi Dubai’de yer alan Oztürk Holding, daha çok Afrika’da yaptığı işlerle biliniyor. Şimdilerde Hint Okyanusu’na da uzanan şirketin yönetim kurulu başkanı Yusuf Öztürk, Sri Lanka ve Maldivler’de önemli ihaleler kazandıklarını söylüyor. Öztürk, Maldivler’de 800 milyon dolara yeniden inşa edilecek İbrahim Nasr Havalimanı ile 5 bin konutluk bir projeye başladıklarını ifade ediyor.
SİBEL ATİK
satik@ekonomist.com.tr
Öztürk Holding, Afrika’da üstlendiği altyapı ve üstyapı projeleriyle ‘Dünyanın En Büyük 250 Müteahhidi’ listesine geçen yıl 18’inci sıradan girmişti. Ancak bu yıl listede ismi yoktu. Öztürk Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Öztürk, grubun neden listede yer almadığını ve yeni yatırımlarını Ekonomist’e anlattı.
Afrika’da Gine, Gana, Kamerun, Angola, Tanzanya, Zambiya ve Sudan’da bir dizi proje üstlendiklerini ve yatırımlarının devam ettiğini söyleyen Yusuf Öztürk, Afrika’nın ardından Hint Okyanusu’na uzandıklarını anlatıyor.
Hint Okyanusu’nda Sri Lanka ve Maldivler’de önemli ihaleler kazandıklarını ve çalışmalara başladıklarını ifade eden Yusuf Öztürk, sorularımızı şöyle yanıtladı:
Geçen yıl dünyanın en büyük müteahhitleri listesine girmenizle dikkatleri çektiniz. Öncelikle Öztürk Holding’in geldiği noktayı anlatır mısınız?
Ben subay bir babanın oğluyum. Dört kardeşiz ve biz aile şirketi olarak 1989 yılında kurulduk. 1995’te ÎTÜ Elektrik Elektronik Bölümü’nden mezun olduktan sonra şirketin başına geçtim. 2004 yılında Londra merkezli Dünya ve Türk İşadamları Birliği’nin başkanlığı yaptım.
Böylece birçok ilişki geliştirdim. Afrika’da 33 ülkeyi gezdim ve her birinin devlet başkanları ve bürokratlarıyla çok iyi iletişimimiz var. Bizim orada yer alma hikayemiz Fransız bir firmayla başladı. Fransızlar yıl sonu vergi fazlası olan paralarını bu gibi ülkelerde hastane yapımında kullanmak üzere bir proje üretmişti. Bu projenin ilk ayağı Gine, Mali, Burkina Faso, Gambiya ve Madagaskar’ı kapsıyordu. 50 yataklı hastaneler kurmak üzere çalışmalarımız başladı.
Afrika’da olmanın ön koşulu nedir?
Biz grup olarak daha ziyade hep batı ve güney koridorundayız. Gine, Gambiya, Kamerun, Angola, Zambiya, Tanzanya ve Sudan gibi ülkelerde iş yapıyoruz. Afrika, iş yapma koşulları ve süreçlerinin sürekli değiştiği bir coğrafya.
Peki siz Afrika’da nasıl iş yapıyorsunuz? Çalışma stratejinizden söz eder misiniz?
Bir ülkeye gittiğimizde ilk olarak oranın ihtiyacını tespit ediyoruz. Afrika genelinde 57 ülke için değişmeyen sıralama şöyledir: Enerji bir numaradadır. Arkasından yol, eğitim, sağlık ve konut olarak sıralanıyor. Buna göre hareket ederseniz, devlet temsilcileriyle aynı masada oturduğunuzda yolunuzu da belirlemiş olursunuz. Mesela en son Kamerun’da 560 kilometrelik yol işi aldık. Fon kuruluşlarına gidiyoruz ve yaptığımız projelerde finansı kendimiz götürüyoruz. Yaptığımız anlaşmalarda genelde beş yıl ödeme yok. Sonrasında da 20 yıla kadar vade alıyoruz.
Hangi fonlarla çalışıyorsunuz?
Uzakdoğu fonlarını Afrika’ya götürüyoruz. Çünkü bu pazarı bilmiyorlar fakat girmek istiyorlar. Dolayısıyla bizim rehberliğimizde giriyorlar. Altı fon şirketiyle bölgede çalışmalarımız sürüyor.
Siz nasıl bir yol izliyorsunuz? Yeni girişimcilere tavsiyeniz ne olur?
En dikkat ettiğimiz konu garantilerde. Mevcut garantiye bir sayfa daha ekletiyoruz ve ödemezlerse ülkedeki belli madenlerin kullanım haklarını 100 yıl boyunca üstleniriz diyoruz. Neticede şahsi kefalet veriyoruz, fonlarda ödenmesi koşuluyla finansmanı kullandırıyorlar. Dolayısıyla sağlam garantiler olmalı. Afrika’da özellikle enerji sektöründe büyük bir yatırım imkanı var.
Tekstil hiç yok. Türkiye’deki ihtiyaç fazlası ürünlerin hepsini buralara yollamak mümkün. Örneğin karışık meyve suları çok tüketiliyor. Ayakkabı, bebek bezi gibi aklınıza ne gelirse satılabilir. Gidenler mutlaka küçük de olsa bir ofis tutsunlar. Türkiye’den cebinizde para ile giderseniz parasız dönebilirsiniz, parasız gittiğinizde ise milyon dolarlarla gelebilirsiniz. Bölgede doğru isimleri bulup giderseniz başarılı olursunuz.
Holdingin büyüklüğü nedir?
2,7 milyar dolarlık bir iş hacmimiz var. Yıllık olarak aldığımız projelerin tutarı değişiyor. Bu yıl aldığımız işlerle 3,1 milyar dolarlık iş hacmine ulaşacağız. Önceki yıla göre yüzde 10’un üzerinde bir büyüme bekliyoruz.
Şu an ne kadarlık bir iş yürütüyorsunuz?
Afrika’daki girişimlerimiz devam ederken bu yıl Hint Okyanusu’nda da yerimizi aldık. Sri Lanka ve Maldiv-ler’de önemli projeler üstlendik. Maldivlerde 5 bin konutluk bir projenin ihalesini kazandık. Bu, 327 milyon dolarlık bir proje. Maldivler Hulhumale adasında üstlendiğimiz bu konut projesi için çalışmalara başladık. Bir de çok önemsediğimiz bir iş olan havalimanı için imzaları attık.
Nasıl bir proje olacak?
Şu an mevcut olan İbrahim Nasr Havalimanı iç uçuşlara hizmet verecek. Onun yanında yeniden inşa edilecek uluslararası havalimanı ise 800 milyon dolar tutarında bir iş. İki yıl içinde bu projeleri tamamlamayı hedefliyoruz. Sri Lanka’da ise Tamil gerillalarından temizlenen bölgede 65 bin konut yapılacak. Bu konutlar tekkatlı, prefabrik konutlar olacak. Şu an orada ofisimizi kurduk ve ilk etabında yer alacağız.
Öztürk Holding’in hissedar yapısı nedir? Yurtdışının yanı sıra Türkiye’deki işlerinizden de söz eder misiniz?
Şirketlerimizin hepsinin kuruluşu yurtdışında. Öztürk Holding’e bağlı 42 şirket var ve holding merkezimiz de Dubai’de yer alıyor. Yüzde 80 benim, yüzde 20’de El Maktum’un kardeşinin hissedar olduğu holdingimize Afrika ve diğer ülkelerdeki şirketlerimiz bağlı. Bir de Türkiye’de 2015’te kurduğumuz Öztürk Holding ise kentsel dönüşüm ve eğitim yatırımlarıyla ilerleyecek.
İşiniz hep rast gitmiş. Müteahhitler Birliği veya başka kurumlara üye değilsiniz ve büyümeniz kafalarda soru işareti yaratıyor. Bu hızlı çıkışı neye bağlıyorsunuz?
Öncelikle insanlara ne anlattığınız önemli. Biz her şeyimizle şeffafız. Mesela Suudi Arabistan’da Sultan Bin Abdülaziz Ailesi ile gayet iyi bir iletişimimiz var. Dubai Emiri El Maktum’un öz kardeşiyle ortağız. 1997 yılından beri ortaklıklar yürütüyoruz. 2007’den beri ivme hep yukarı doğru gidiyor. Neticede uzun yıllardır zor pazarlarda çalışıyoruz. İlişkilerimiz de çok iyi. O nedenle emeğimizin karşılığını alıyoruz.
Bizim şu an imzalanmış projelerimizin toplamı 57 milyar dolar. Sekiz yılda yerine getireceğimiz işler bunlar. Öztürkler adına dönen 32 milyar dolarlık bir fon var. Türkiye’ye bunu bildirmiyoruz, çünkü Dubai merkezliyiz ve bu rakamlar yurtdışındaki işlerimizden kaynaklanan tutarlar. Kimseyi kızdırmak istemiyoruz. Beklentimiz de yok. Sadece devlet yöneticilerinden manevi himayelerini istiyoruz.
Bu büyüklükler haklı olarak arkasında kim var kuşkusu yaratabilir?
Kim var herkes biliyor. Ben Londra’da Sokrat ödülü aldım, bu yıl da Öztürk Holding olarak Afrika’nın en iyi çıkış yapan şirketi ödülünü alıyoruz. İngiltere ve Avrupa’da bizim kimlerle iş yaptığımızı biliyorlar.
SİBEL ATİK
satik@ekonomist.com.tr
Öztürk Holding, Afrika’da üstlendiği altyapı ve üstyapı projeleriyle ‘Dünyanın En Büyük 250 Müteahhidi’ listesine geçen yıl 18’inci sıradan girmişti. Ancak bu yıl listede ismi yoktu. Öztürk Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Öztürk, grubun neden listede yer almadığını ve yeni yatırımlarını Ekonomist’e anlattı.
Afrika’da Gine, Gana, Kamerun, Angola, Tanzanya, Zambiya ve Sudan’da bir dizi proje üstlendiklerini ve yatırımlarının devam ettiğini söyleyen Yusuf Öztürk, Afrika’nın ardından Hint Okyanusu’na uzandıklarını anlatıyor.
Hint Okyanusu’nda Sri Lanka ve Maldivler’de önemli ihaleler kazandıklarını ve çalışmalara başladıklarını ifade eden Yusuf Öztürk, sorularımızı şöyle yanıtladı:
Geçen yıl dünyanın en büyük müteahhitleri listesine girmenizle dikkatleri çektiniz. Öncelikle Öztürk Holding’in geldiği noktayı anlatır mısınız?
Ben subay bir babanın oğluyum. Dört kardeşiz ve biz aile şirketi olarak 1989 yılında kurulduk. 1995’te ÎTÜ Elektrik Elektronik Bölümü’nden mezun olduktan sonra şirketin başına geçtim. 2004 yılında Londra merkezli Dünya ve Türk İşadamları Birliği’nin başkanlığı yaptım.
Böylece birçok ilişki geliştirdim. Afrika’da 33 ülkeyi gezdim ve her birinin devlet başkanları ve bürokratlarıyla çok iyi iletişimimiz var. Bizim orada yer alma hikayemiz Fransız bir firmayla başladı. Fransızlar yıl sonu vergi fazlası olan paralarını bu gibi ülkelerde hastane yapımında kullanmak üzere bir proje üretmişti. Bu projenin ilk ayağı Gine, Mali, Burkina Faso, Gambiya ve Madagaskar’ı kapsıyordu. 50 yataklı hastaneler kurmak üzere çalışmalarımız başladı.
Afrika’da olmanın ön koşulu nedir?
Biz grup olarak daha ziyade hep batı ve güney koridorundayız. Gine, Gambiya, Kamerun, Angola, Zambiya, Tanzanya ve Sudan gibi ülkelerde iş yapıyoruz. Afrika, iş yapma koşulları ve süreçlerinin sürekli değiştiği bir coğrafya.
Peki siz Afrika’da nasıl iş yapıyorsunuz? Çalışma stratejinizden söz eder misiniz?
Bir ülkeye gittiğimizde ilk olarak oranın ihtiyacını tespit ediyoruz. Afrika genelinde 57 ülke için değişmeyen sıralama şöyledir: Enerji bir numaradadır. Arkasından yol, eğitim, sağlık ve konut olarak sıralanıyor. Buna göre hareket ederseniz, devlet temsilcileriyle aynı masada oturduğunuzda yolunuzu da belirlemiş olursunuz. Mesela en son Kamerun’da 560 kilometrelik yol işi aldık. Fon kuruluşlarına gidiyoruz ve yaptığımız projelerde finansı kendimiz götürüyoruz. Yaptığımız anlaşmalarda genelde beş yıl ödeme yok. Sonrasında da 20 yıla kadar vade alıyoruz.
Hangi fonlarla çalışıyorsunuz?
Uzakdoğu fonlarını Afrika’ya götürüyoruz. Çünkü bu pazarı bilmiyorlar fakat girmek istiyorlar. Dolayısıyla bizim rehberliğimizde giriyorlar. Altı fon şirketiyle bölgede çalışmalarımız sürüyor.
Siz nasıl bir yol izliyorsunuz? Yeni girişimcilere tavsiyeniz ne olur?
En dikkat ettiğimiz konu garantilerde. Mevcut garantiye bir sayfa daha ekletiyoruz ve ödemezlerse ülkedeki belli madenlerin kullanım haklarını 100 yıl boyunca üstleniriz diyoruz. Neticede şahsi kefalet veriyoruz, fonlarda ödenmesi koşuluyla finansmanı kullandırıyorlar. Dolayısıyla sağlam garantiler olmalı. Afrika’da özellikle enerji sektöründe büyük bir yatırım imkanı var.
Tekstil hiç yok. Türkiye’deki ihtiyaç fazlası ürünlerin hepsini buralara yollamak mümkün. Örneğin karışık meyve suları çok tüketiliyor. Ayakkabı, bebek bezi gibi aklınıza ne gelirse satılabilir. Gidenler mutlaka küçük de olsa bir ofis tutsunlar. Türkiye’den cebinizde para ile giderseniz parasız dönebilirsiniz, parasız gittiğinizde ise milyon dolarlarla gelebilirsiniz. Bölgede doğru isimleri bulup giderseniz başarılı olursunuz.
Holdingin büyüklüğü nedir?
2,7 milyar dolarlık bir iş hacmimiz var. Yıllık olarak aldığımız projelerin tutarı değişiyor. Bu yıl aldığımız işlerle 3,1 milyar dolarlık iş hacmine ulaşacağız. Önceki yıla göre yüzde 10’un üzerinde bir büyüme bekliyoruz.
Şu an ne kadarlık bir iş yürütüyorsunuz?
Afrika’daki girişimlerimiz devam ederken bu yıl Hint Okyanusu’nda da yerimizi aldık. Sri Lanka ve Maldiv-ler’de önemli projeler üstlendik. Maldivlerde 5 bin konutluk bir projenin ihalesini kazandık. Bu, 327 milyon dolarlık bir proje. Maldivler Hulhumale adasında üstlendiğimiz bu konut projesi için çalışmalara başladık. Bir de çok önemsediğimiz bir iş olan havalimanı için imzaları attık.
Nasıl bir proje olacak?
Şu an mevcut olan İbrahim Nasr Havalimanı iç uçuşlara hizmet verecek. Onun yanında yeniden inşa edilecek uluslararası havalimanı ise 800 milyon dolar tutarında bir iş. İki yıl içinde bu projeleri tamamlamayı hedefliyoruz. Sri Lanka’da ise Tamil gerillalarından temizlenen bölgede 65 bin konut yapılacak. Bu konutlar tekkatlı, prefabrik konutlar olacak. Şu an orada ofisimizi kurduk ve ilk etabında yer alacağız.
Öztürk Holding’in hissedar yapısı nedir? Yurtdışının yanı sıra Türkiye’deki işlerinizden de söz eder misiniz?
Şirketlerimizin hepsinin kuruluşu yurtdışında. Öztürk Holding’e bağlı 42 şirket var ve holding merkezimiz de Dubai’de yer alıyor. Yüzde 80 benim, yüzde 20’de El Maktum’un kardeşinin hissedar olduğu holdingimize Afrika ve diğer ülkelerdeki şirketlerimiz bağlı. Bir de Türkiye’de 2015’te kurduğumuz Öztürk Holding ise kentsel dönüşüm ve eğitim yatırımlarıyla ilerleyecek.
İşiniz hep rast gitmiş. Müteahhitler Birliği veya başka kurumlara üye değilsiniz ve büyümeniz kafalarda soru işareti yaratıyor. Bu hızlı çıkışı neye bağlıyorsunuz?
Öncelikle insanlara ne anlattığınız önemli. Biz her şeyimizle şeffafız. Mesela Suudi Arabistan’da Sultan Bin Abdülaziz Ailesi ile gayet iyi bir iletişimimiz var. Dubai Emiri El Maktum’un öz kardeşiyle ortağız. 1997 yılından beri ortaklıklar yürütüyoruz. 2007’den beri ivme hep yukarı doğru gidiyor. Neticede uzun yıllardır zor pazarlarda çalışıyoruz. İlişkilerimiz de çok iyi. O nedenle emeğimizin karşılığını alıyoruz.
Bizim şu an imzalanmış projelerimizin toplamı 57 milyar dolar. Sekiz yılda yerine getireceğimiz işler bunlar. Öztürkler adına dönen 32 milyar dolarlık bir fon var. Türkiye’ye bunu bildirmiyoruz, çünkü Dubai merkezliyiz ve bu rakamlar yurtdışındaki işlerimizden kaynaklanan tutarlar. Kimseyi kızdırmak istemiyoruz. Beklentimiz de yok. Sadece devlet yöneticilerinden manevi himayelerini istiyoruz.
Bu büyüklükler haklı olarak arkasında kim var kuşkusu yaratabilir?
Kim var herkes biliyor. Ben Londra’da Sokrat ödülü aldım, bu yıl da Öztürk Holding olarak Afrika’nın en iyi çıkış yapan şirketi ödülünü alıyoruz. İngiltere ve Avrupa’da bizim kimlerle iş yaptığımızı biliyorlar.