Türkiye ekonomisinin belki de en derin yaralarından biri olan işsizlik sorununa TÜSİAD ve Sabancı Üniversitesi tarafından kurulan Rekabet Forumu (REF) Konferansları’nda önemli bir bakış açısı getirildi.
Rekabet Forumu Konferansları’nın ikincisi ‘Türkiye’de Şirket Dinamikleri ve Yeni İstihdam Oluşumu’ konusunda geçen hafta gerçekleşti. Prof. Dr. Ümit Özlale ve Dr. Beyza Polat, ‘Türkiye’de Şirket Dinamiklerini ve İstihdam Oluşumunu Anlamak’ başlıklı panelde Girişimci Bilgi Sistemi’ne dair sonuçları değerlendirdi.
Bu yıl 1,6 milyon kişi daha işgücünden çıktı. Pandemi sürecinin yeni şirketlerin kurulmasını yavaşlatmasının istihdam üzerinde ek bir olumsuzluk yarattığını aktaran Özlale, Türkiye’de işlerin yüzde 80’inin genç şirketler tarafından yaratıldığını ifade ediyor.
Bu nedenle işsizliğin önüne geçebilmek için yeni iş fikirlerine ve genç şirketlere daha fazla teşvik verilmesi ve yatırım yapılması gerektiğine işaret eden Özlale, “Türkiye’de istihdam yaratanlar, ağırlıklı olarak genç ve küçük şirketler. Yaş etkisi var mı diye bakıldığında ise evet bir yaş etkisi
var. İlk yaş grubundaki şirketlerin istihdam yaratma potansiyelinin çok daha fazla olduğunu görüyoruz. Zaten veriler şirket ölçeği ile istihdam arasındaki bağın azaldığını gösteriyor. Bu nedenle genç şirketlere ağırlık verilmeli.”
Toplamda 4,2 milyon kişiye ulaşan işsizliğe karşı nasıl bir istihdam politikası izlenmesi gerektiği konusunda tespitler yapan Ümit Özlale, şirketlerin istihdam kapasitesinde pandemi öncesinde başlayan bir düşüş olduğunu anlatıyor.
Bu noktada istihdamla ilgili dört yapısal problem olduğunu aktaran Özlale, öncelikle işgücünden çıkışların yüksek olduğunu söylüyor.
Özlale, “Diğer yapısal sorunlara bakıldığında ise beceri uyumsuzluğu ve beyin göçüne dikkat çekmek gerek. Erken sanayisizleşme ve sanayinin istihdam kapasitesinin düştüğünü de söylemeliyim. Sanayinin istihdam içindeki payının düştüğünü görüyoruz.
Rekabetçiliğimiz için üretim yapısı sermaye yoğun olmalı. Bu nedenle burada sanayide istihdamın daha da azalması beklenebilir. Bir diğer yapısal sorun ise mültecilerin işgücüne asimetrik etkisi” diyor.
Rekabet Forumu Konferansları’nın ikincisi ‘Türkiye’de Şirket Dinamikleri ve Yeni İstihdam Oluşumu’ konusunda geçen hafta gerçekleşti. Prof. Dr. Ümit Özlale ve Dr. Beyza Polat, ‘Türkiye’de Şirket Dinamiklerini ve İstihdam Oluşumunu Anlamak’ başlıklı panelde Girişimci Bilgi Sistemi’ne dair sonuçları değerlendirdi.
Bu yıl 1,6 milyon kişi daha işgücünden çıktı. Pandemi sürecinin yeni şirketlerin kurulmasını yavaşlatmasının istihdam üzerinde ek bir olumsuzluk yarattığını aktaran Özlale, Türkiye’de işlerin yüzde 80’inin genç şirketler tarafından yaratıldığını ifade ediyor.
Bu nedenle işsizliğin önüne geçebilmek için yeni iş fikirlerine ve genç şirketlere daha fazla teşvik verilmesi ve yatırım yapılması gerektiğine işaret eden Özlale, “Türkiye’de istihdam yaratanlar, ağırlıklı olarak genç ve küçük şirketler. Yaş etkisi var mı diye bakıldığında ise evet bir yaş etkisi
var. İlk yaş grubundaki şirketlerin istihdam yaratma potansiyelinin çok daha fazla olduğunu görüyoruz. Zaten veriler şirket ölçeği ile istihdam arasındaki bağın azaldığını gösteriyor. Bu nedenle genç şirketlere ağırlık verilmeli.”
Toplamda 4,2 milyon kişiye ulaşan işsizliğe karşı nasıl bir istihdam politikası izlenmesi gerektiği konusunda tespitler yapan Ümit Özlale, şirketlerin istihdam kapasitesinde pandemi öncesinde başlayan bir düşüş olduğunu anlatıyor.
Bu noktada istihdamla ilgili dört yapısal problem olduğunu aktaran Özlale, öncelikle işgücünden çıkışların yüksek olduğunu söylüyor.
Özlale, “Diğer yapısal sorunlara bakıldığında ise beceri uyumsuzluğu ve beyin göçüne dikkat çekmek gerek. Erken sanayisizleşme ve sanayinin istihdam kapasitesinin düştüğünü de söylemeliyim. Sanayinin istihdam içindeki payının düştüğünü görüyoruz.
Rekabetçiliğimiz için üretim yapısı sermaye yoğun olmalı. Bu nedenle burada sanayide istihdamın daha da azalması beklenebilir. Bir diğer yapısal sorun ise mültecilerin işgücüne asimetrik etkisi” diyor.