Türkiye Milli Uzay Programı'nın tanıtımında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan,"2023 sonunda yakın dünya yörüngesinde ateşleyeceğimiz kendi milli ve özgün hibrit roketimizle Ay'a ulaşarak sert iniş gerçekleştireceğiz." dedi. Programdaki hedefleri açıklayan Erdoğan, 10'uncu ve son hedefin, bir Türk vatandaşını uzaya göndermek olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen Milli Uzay Programı Tanıtım Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Türkiye adına tarihi bir dönüm noktasına şahitlik etmek üzere bir araya geldiklerini söyledi.
10 YILLIK HEDEFLER
Erdoğan, Milli Uzay Programı'ndaki hedefleri gerçekleştirmek için hangi kaynak ve yetkinliklere sahip olunması gerektiğini, adımları ne zaman ve ne şekilde atacaklarını belirlediklerini aktararak, "Şimdi Türkiye'nin uzaydaki 10 yıllık vizyon, strateji, hedef ve projelerinin yer aldığı Milli Uzay Programı'mızı bugünlerde meşhur olan sloganı ile tüm dünyaya ilan ediyor ve diyorum ki 'Gökyüzüne bak, Ay'ı gör." açıklamasında bulundu.
"Milli Uzay Programı'ndaki birincil ve en önemli hedefimiz Cumhuriyet'imizin 100'üncü yılında Ay'a ilk teması gerçekleştirmektir. İnşallah Ay'a gidiyoruz. Hazırlıklarına başladığımız Ay Programı ile bu hedefi iki aşamada tamamlamayı planlıyoruz." diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konutu:
"İlk aşamada, 2023 yılı sonunda yakın Dünya yörüngesinde ateşleyeceğimiz kendi milli ve özgün hibrit roketimizle Ay'a ulaşarak sert iniş gerçekleştireceğiz. Uzay aracımızı yakın yörüngeye çıkaracak ilk fırlatmayı uluslararası iş birliği ile hayata geçireceğiz. Bu görevi tamamladığımızda hem Ay'a ulaşmayı başaran ülkelerden biri olacağız hem de ikinci aşama Ay misyonu için gerekli bilgileri toplamış olacağız.
2028'de hayata geçirmeyi planladığımız ikinci aşamada ise aracımızı yakın yörüngeye çıkaracak ilk fırlatmayı bu kez kendi milli roketlerimizle yapmayı hedefliyoruz. Ay'a yumuşak iniş gerçekleştireceğimiz bu aşamayı da tamamladığımızda Ay'da bilimsel faaliyetler yapabilen sayılı ülkelerden biri konumuna geleceğiz.
Böylece, medeniyet coğrafyamızın da sembolü olan hilali, al bayrağımızla Ay'a göndermenin gururunu milletimize yaşatacağız. Hazırlıklarına başladığımız Ay Programı, fırlatma, roket ve kontrol teknolojilerindeki atılımlarımız için bir kaldıraç görevi görecektir.
Bu program yüksek radyasyona dayanıklı teçhizat teknolojisinden haberleşmeye, otonomiden yapay zekaya kadar birçok alandaki çalışmalara zemin oluşturacaktır. Böylece yerli ve milli olarak geliştirdiğimiz alt sistemlerin ticarileştirilmesinin de önü açılacaktır. Tabii bu oldukça zor ve riskli bir görevdir. Yakın zamanda Ay'a iniş denemeleri başarısızlıkla sonuçlanan ülkeleri hepimiz gördük. Türk mühendislerinin inşallah bu görevi başaracaklarına tüm kalbimle inanıyorum."
PROGRAMDAKİ İKİNCİ HEDEF
Milli Uzay Programı'ndaki ikinci hedefi "yeni nesil uydu geliştirme alanında dünya ile rekabet edebilecek ticari bir marka ortaya çıkarmak" olarak açıklayan Erdoğan, Türkiye'nin sahip olduğu uydu üretim kabiliyetlerini Türkiye Uzay Ajansı koordinasyonunda kurulacak tek milli şirket bünyesinde birleştireceklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Halihazırda uydu ve uydu alt sistemlerinin üretim faaliyetleri birden çok kuruluş tarafından yürütülüyor. Bunu tek çatı altında toplayarak, hem uydu üretim süreçlerinde tam eş güdümü yakalayacak hem de insan kaynağı başta olmak üzere tüm imkanlarımızı daha verimli şekilde kullanacağız. Bu sayede rekabet gücümüzü artırarak, dünyadaki uydu pazarından daha fazla pay elde etmeyi planlıyoruz. Tek elden yürüteceğimiz, yerli uydu geliştirme programlarıyla, uzaydaki hedeflerimizle uyumlu olarak, yeni uydu ihtiyaçlarımızı da çok daha verimli bir şekilde gidereceğiz." diye konuştu.
PROGRAMDAKİ 3. HEDEF
Milli Uzay Programı'ndaki 3'üncü hedefin Türkiye'ye ait bir bölgesel konumlama ve zamanlama sistemi geliştirmek olduğunu belirten Erdoğan, sivil ve askeri amaçlı navigasyon ihtiyaçları için kullanılan bu uydu teknolojisine dünyada yalnızca 6 ülkenin sahip olduğunu hatırlattı.
Uyduları yer sistemleri ile kullanarak yenilikçi bir yöntemle oluşturulacak sistem hakkında bilgi veren Erdoğan, "Kendi bölgesel konumlama sistemimiz sayesinde, büyük riskler barındıran dışa bağımlılıktan kurtulacağız. Bu hedefi başardığımızda savunma, tarım, şehircilik ve otonom araçlar başta olmak üzere kendi hassas navigasyon uygulamalarımızı geliştirebileceğiz." dedi.
PROGRAMDAKİ 4. HEDEF
Böyle bir imkana sahip olmanın, Türkiye ile bölgedeki dost ve kardeş ülkelere de önemli avantajlar kazandıracağını vurgulayan Erdoğan, 4'üncü hedefin ise uzaya erişimi sağlamak ve bir uzay limanı işletmesi kurmak olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, uzayda bağımsız güç olmanın yolunun uzaya erişimden geçtiğini dile getirerek, şöyle devam etti:
"Yerli ve milli roketlerimizi dünya yörüngesine ağır faydalı yük taşıyabilecek olgunluğa eriştirmemiz gerekiyor. İnşallah bunu da başaracağız. En önemlisi de bir uzay limanı işletmesine sahip olmaktır. Türkiye'nin coğrafi konumu ticari karlılık bakımından faydalı yük taşıyacak bir uzay limanı işletmesi kurmaya şu an itibarıyla uygun değildir. Bu nedenle uzay limanımızı en uygun coğrafyalardaki dost ve müttefik ülkeler ile birlikte kurmayı planlıyoruz. Uluslararası iş birlikleri ile bu misyonumuzu da en kısa sürede hayata geçirmekte kararlıyız."
PROGRAMDAKİ 5. HEDEF
Milli Uzay Programı'ndaki 5'inci hedefin uzay havası ya da meteorolojisi olarak tabir edilen alana yatırım yaparak, uzaydaki yetkinliğin artırılması olduğunu açıklayan Erdoğan, "Uzayda ortaya çıkabilecek değişimler hayat alanımızı ve yer tabanlı teknolojik sistemleri olumsuz etkileme potansiyeline sahiptir. Kablosuz yayınlar, haberleşme ve navigasyon sistemleri, elektrik şebekeleri ve petrol boru hatları bu değişimden ciddi zararlar görebiliyor. Tüm bu etkileri izlemek ve modellemek üzere uzay havasına yönelik çalışmalar yürüteceğiz." diye konuştu.
PROGRAMDAKİ 6. HEDEF
Erdoğan, bu sayede özellikle Türkiye'nin yeryüzü ve gökyüzündeki operasyonlarını daha güvenli hale getireceklerini anlatarak, 6'ncı hedefin de Türkiye'nin astronomik gözlemler ve uzay nesnelerinin yerden takibi konularında daha ileri bir seviyeye ulaşmak olduğunu belirtti.
Bu alanda artacak kabiliyetler sayesinde dünya yörüngesindeki nesnelerin kayıt altına alınması ve takibine katkı sunulacağını ifade eden Erdoğan, "Bu misyona yönelik halihazırda alt yapılarımız mevcuttur. TÜBİTAK Ulusal Gözlemevi ile Doğu Anadolu Gözlemevi'ni birbirine entegre ederek tek bir ulusal araştırma altyapısı haline dönüştüreceğiz. Ülkemize kazandıracağımız radyo teleskoplar sayesinde bilim insanlarımız sırrı halen çözülememiş hızlı radyo patlamalarını çalışabilecekler." dedi.
Bu teleskopları tasarlayacak mühendislerin derin uzay programının haberleşme altyapısının da temelini atacağını anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
PROGRAMDAKİ 7. HEDEF
"7'nci hedefimiz, ülkemizde uzay sanayi ekosistemini daha da geliştirmektir. Türk mühendisleri, bilim insanları ve müteşebbislerinin uygun alt yapıya sahip olduğunda, gerekli desteği aldığında neler yapabileceği artık tüm dünyanın malumudur. Savunma sanayinde elde ettiğimiz başarıları uzay alanına taşıyacak, burada da güçlü ve üretken bir ekosistem oluşmasını sağlayacağız. Uzay Ajansı'mızın öncülüğünde kısa sürede buradan da yeni başarı hikayeleri çıkacağına inanıyorum."
PROGRAMDAKİ 8. HEDEF
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Uzay Programı'ndaki 8'inci hedefin bir uzay teknoloji geliştirme bölgesi kurmak olduğunu açıklayarak, sadece uzay alanında uydu geliştirebilen ve üretebilen ender ülkelerden biri olmayı yeterli bulmadıklarını söyledi.
Türkiye'yi uzay teknolojilerinin tüm alt bileşenlerini ticari olarak rekabet edebilir şekilde üretebilen bir ülke konumuna getireceklerini vurgulayan Erdoğan, "Bu amaçla Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) bünyesinde yerli ve yabancı yatırımcılara ev sahipliği yapacak bir uzay teknoloji geliştirme bölgesi kuracağız. Burada yatırım yapacak olan firmalarımızı da çeşitli mekanizmalarla destekleyeceğiz. Özel sektörü önce güç olarak konumlandıracağımız Türkiye Uzay Ajansına da ev sahipliği yapacak bu merkezin yerini belirledik." dedi.
PROGRAMDAKİ 9. HEDEF
Milli Uzay Programı'ndaki 9'uncu hedefin uzay alanında etkin ve yetkin insan kaynağının geliştirilmesi olduğunu olduğu bilgisini veren Erdoğan, şöyle devam etti:
"Her alanda olduğu gibi uzay yolculuğumuzun da vazgeçilmezi insandır. Çocuk, genç, araştırmacı, bilim insanı, müteşebbis, teknisyen, mühendis ve diğer tüm kesimleri ile toplumumuzda uzay farkındalığını artırmak için ne gerekiyorsa yapacağız. YÖK ve Milli Eğitim Bakanlığımız başta olmak üzere, ilgili kuruluşlarımızla özel programlar oluşturacak, bu alandaki nitelikli insan kaynağımızı artıracağız."
10. HEDEF: BİR TÜRK VATANDAŞINI UZAYA GÖNDERMEK
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 10'uncu ve son hedefin, bir Türk vatandaşını uzaya göndermek olduğunu duyurarak, "Eminim ki birçok kişi bu hayali kurarak büyümüştür. Hatta belki aranızda halen bu hayalini sürdürenler var. Hatta belki bayanlardan bile ben adayım diyenler vardır. Bak, Pelin Çift diyor ki 'ben adayım.'" dedi.
"Uzaya bir vatandaşımızı göndermeyi, turistik gezi olarak değil, gelecek nesillere yol gösterecek bir bilim misyonu olarak tasarlıyoruz" diyen Erdoğan, uzaya gitme niteliklerine sahip bir kişinin gönüllüler arasından seçilerek, gerekli eğitimleri almasını sağlayacaklarını ve uzaya göndereceklerini belirtti.
Bu sayede uluslararası uzay istasyonunun altyapısından da yararlanılacağını dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:
"Tabii benim özellikle burada bir şerhim var. Mademki bir vatandaşımız uzaya gidecek, artık astronot ya da kozmonot kelimelerine bir Türkçe karşılık bulmamız gerekiyor. Biliyorsunuz bu bizim hassas noktamız. Buradan dil bilimcilerimize bir çağrıda bulunuyor ve diyorum ki; 'gelin Türk uzay yolcularına Türkçe bir isim bulalım.' Tabii yalnızca dil bilimciler değil 83 milyon vatandaşımız da özgün fikirleriyle bu arayışa ortak olabilir."
Erdoğan, saydığı hedeflerin her birinin iddialı ve zorlayıcı olduğunu ama bunların hepsinin ayakları yere basan hedefler olduğunun altını çizerek, şöyle devam etti:
"Türkiye'nin bu devrimi gerçekleştireceğinden, uzay yarışında güçlü bir aktör olarak yerini alacağından en ufak bir şüphe duymuyorum. Türkiye Uzay Ajansı'nın geliştireceği projeleri, Milli Uzay Programı'ndaki hedefleri bizzat takip edecek, destek olacağım. Bu doğrultuda çalışmalar yürüten tüm akademisyen, girişimci ve vatandaşlarımızın hedeflerimize ulaşmamıza katkı sağlamasına imkan sağlayacak çağrılar açacak, yarışmalar düzenleyeceğiz. Milli teknoloji hamlesi ruhuyla, genç yaşlı demeden tüm vatandaşlarımızdan bu alandaki çalışmalara yüksek düzeyde katılım ve sahiplenme bekliyorum. İnşallah devlet millet el ele verecek, göklere en çok yakışan bayrağımızı, yani ay yıldızlı bayrağımızı hak ettiği yerlere taşıyacağız. Ayağımız dünyada, gözümüz uzayda olacak. Kökümüz dünyada, dallarımız göklerde olacak."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen Milli Uzay Programı Tanıtım Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Türkiye adına tarihi bir dönüm noktasına şahitlik etmek üzere bir araya geldiklerini söyledi.
10 YILLIK HEDEFLER
Erdoğan, Milli Uzay Programı'ndaki hedefleri gerçekleştirmek için hangi kaynak ve yetkinliklere sahip olunması gerektiğini, adımları ne zaman ve ne şekilde atacaklarını belirlediklerini aktararak, "Şimdi Türkiye'nin uzaydaki 10 yıllık vizyon, strateji, hedef ve projelerinin yer aldığı Milli Uzay Programı'mızı bugünlerde meşhur olan sloganı ile tüm dünyaya ilan ediyor ve diyorum ki 'Gökyüzüne bak, Ay'ı gör." açıklamasında bulundu.
"İlk aşamada, 2023 yılı sonunda yakın Dünya yörüngesinde ateşleyeceğimiz kendi milli ve özgün hibrit roketimizle Ay'a ulaşarak sert iniş gerçekleştireceğiz. Uzay aracımızı yakın yörüngeye çıkaracak ilk fırlatmayı uluslararası iş birliği ile hayata geçireceğiz. Bu görevi tamamladığımızda hem Ay'a ulaşmayı başaran ülkelerden biri olacağız hem de ikinci aşama Ay misyonu için gerekli bilgileri toplamış olacağız.
2028'de hayata geçirmeyi planladığımız ikinci aşamada ise aracımızı yakın yörüngeye çıkaracak ilk fırlatmayı bu kez kendi milli roketlerimizle yapmayı hedefliyoruz. Ay'a yumuşak iniş gerçekleştireceğimiz bu aşamayı da tamamladığımızda Ay'da bilimsel faaliyetler yapabilen sayılı ülkelerden biri konumuna geleceğiz.
Böylece, medeniyet coğrafyamızın da sembolü olan hilali, al bayrağımızla Ay'a göndermenin gururunu milletimize yaşatacağız. Hazırlıklarına başladığımız Ay Programı, fırlatma, roket ve kontrol teknolojilerindeki atılımlarımız için bir kaldıraç görevi görecektir.
Bu program yüksek radyasyona dayanıklı teçhizat teknolojisinden haberleşmeye, otonomiden yapay zekaya kadar birçok alandaki çalışmalara zemin oluşturacaktır. Böylece yerli ve milli olarak geliştirdiğimiz alt sistemlerin ticarileştirilmesinin de önü açılacaktır. Tabii bu oldukça zor ve riskli bir görevdir. Yakın zamanda Ay'a iniş denemeleri başarısızlıkla sonuçlanan ülkeleri hepimiz gördük. Türk mühendislerinin inşallah bu görevi başaracaklarına tüm kalbimle inanıyorum."
PROGRAMDAKİ İKİNCİ HEDEF
Milli Uzay Programı'ndaki ikinci hedefi "yeni nesil uydu geliştirme alanında dünya ile rekabet edebilecek ticari bir marka ortaya çıkarmak" olarak açıklayan Erdoğan, Türkiye'nin sahip olduğu uydu üretim kabiliyetlerini Türkiye Uzay Ajansı koordinasyonunda kurulacak tek milli şirket bünyesinde birleştireceklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Halihazırda uydu ve uydu alt sistemlerinin üretim faaliyetleri birden çok kuruluş tarafından yürütülüyor. Bunu tek çatı altında toplayarak, hem uydu üretim süreçlerinde tam eş güdümü yakalayacak hem de insan kaynağı başta olmak üzere tüm imkanlarımızı daha verimli şekilde kullanacağız. Bu sayede rekabet gücümüzü artırarak, dünyadaki uydu pazarından daha fazla pay elde etmeyi planlıyoruz. Tek elden yürüteceğimiz, yerli uydu geliştirme programlarıyla, uzaydaki hedeflerimizle uyumlu olarak, yeni uydu ihtiyaçlarımızı da çok daha verimli bir şekilde gidereceğiz." diye konuştu.
PROGRAMDAKİ 3. HEDEF
Milli Uzay Programı'ndaki 3'üncü hedefin Türkiye'ye ait bir bölgesel konumlama ve zamanlama sistemi geliştirmek olduğunu belirten Erdoğan, sivil ve askeri amaçlı navigasyon ihtiyaçları için kullanılan bu uydu teknolojisine dünyada yalnızca 6 ülkenin sahip olduğunu hatırlattı.
Uyduları yer sistemleri ile kullanarak yenilikçi bir yöntemle oluşturulacak sistem hakkında bilgi veren Erdoğan, "Kendi bölgesel konumlama sistemimiz sayesinde, büyük riskler barındıran dışa bağımlılıktan kurtulacağız. Bu hedefi başardığımızda savunma, tarım, şehircilik ve otonom araçlar başta olmak üzere kendi hassas navigasyon uygulamalarımızı geliştirebileceğiz." dedi.
PROGRAMDAKİ 4. HEDEF
Böyle bir imkana sahip olmanın, Türkiye ile bölgedeki dost ve kardeş ülkelere de önemli avantajlar kazandıracağını vurgulayan Erdoğan, 4'üncü hedefin ise uzaya erişimi sağlamak ve bir uzay limanı işletmesi kurmak olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, uzayda bağımsız güç olmanın yolunun uzaya erişimden geçtiğini dile getirerek, şöyle devam etti:
"Yerli ve milli roketlerimizi dünya yörüngesine ağır faydalı yük taşıyabilecek olgunluğa eriştirmemiz gerekiyor. İnşallah bunu da başaracağız. En önemlisi de bir uzay limanı işletmesine sahip olmaktır. Türkiye'nin coğrafi konumu ticari karlılık bakımından faydalı yük taşıyacak bir uzay limanı işletmesi kurmaya şu an itibarıyla uygun değildir. Bu nedenle uzay limanımızı en uygun coğrafyalardaki dost ve müttefik ülkeler ile birlikte kurmayı planlıyoruz. Uluslararası iş birlikleri ile bu misyonumuzu da en kısa sürede hayata geçirmekte kararlıyız."
PROGRAMDAKİ 5. HEDEF
Milli Uzay Programı'ndaki 5'inci hedefin uzay havası ya da meteorolojisi olarak tabir edilen alana yatırım yaparak, uzaydaki yetkinliğin artırılması olduğunu açıklayan Erdoğan, "Uzayda ortaya çıkabilecek değişimler hayat alanımızı ve yer tabanlı teknolojik sistemleri olumsuz etkileme potansiyeline sahiptir. Kablosuz yayınlar, haberleşme ve navigasyon sistemleri, elektrik şebekeleri ve petrol boru hatları bu değişimden ciddi zararlar görebiliyor. Tüm bu etkileri izlemek ve modellemek üzere uzay havasına yönelik çalışmalar yürüteceğiz." diye konuştu.
PROGRAMDAKİ 6. HEDEF
Erdoğan, bu sayede özellikle Türkiye'nin yeryüzü ve gökyüzündeki operasyonlarını daha güvenli hale getireceklerini anlatarak, 6'ncı hedefin de Türkiye'nin astronomik gözlemler ve uzay nesnelerinin yerden takibi konularında daha ileri bir seviyeye ulaşmak olduğunu belirtti.
Bu alanda artacak kabiliyetler sayesinde dünya yörüngesindeki nesnelerin kayıt altına alınması ve takibine katkı sunulacağını ifade eden Erdoğan, "Bu misyona yönelik halihazırda alt yapılarımız mevcuttur. TÜBİTAK Ulusal Gözlemevi ile Doğu Anadolu Gözlemevi'ni birbirine entegre ederek tek bir ulusal araştırma altyapısı haline dönüştüreceğiz. Ülkemize kazandıracağımız radyo teleskoplar sayesinde bilim insanlarımız sırrı halen çözülememiş hızlı radyo patlamalarını çalışabilecekler." dedi.
Bu teleskopları tasarlayacak mühendislerin derin uzay programının haberleşme altyapısının da temelini atacağını anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
PROGRAMDAKİ 7. HEDEF
"7'nci hedefimiz, ülkemizde uzay sanayi ekosistemini daha da geliştirmektir. Türk mühendisleri, bilim insanları ve müteşebbislerinin uygun alt yapıya sahip olduğunda, gerekli desteği aldığında neler yapabileceği artık tüm dünyanın malumudur. Savunma sanayinde elde ettiğimiz başarıları uzay alanına taşıyacak, burada da güçlü ve üretken bir ekosistem oluşmasını sağlayacağız. Uzay Ajansı'mızın öncülüğünde kısa sürede buradan da yeni başarı hikayeleri çıkacağına inanıyorum."
PROGRAMDAKİ 8. HEDEF
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Uzay Programı'ndaki 8'inci hedefin bir uzay teknoloji geliştirme bölgesi kurmak olduğunu açıklayarak, sadece uzay alanında uydu geliştirebilen ve üretebilen ender ülkelerden biri olmayı yeterli bulmadıklarını söyledi.
Türkiye'yi uzay teknolojilerinin tüm alt bileşenlerini ticari olarak rekabet edebilir şekilde üretebilen bir ülke konumuna getireceklerini vurgulayan Erdoğan, "Bu amaçla Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) bünyesinde yerli ve yabancı yatırımcılara ev sahipliği yapacak bir uzay teknoloji geliştirme bölgesi kuracağız. Burada yatırım yapacak olan firmalarımızı da çeşitli mekanizmalarla destekleyeceğiz. Özel sektörü önce güç olarak konumlandıracağımız Türkiye Uzay Ajansına da ev sahipliği yapacak bu merkezin yerini belirledik." dedi.
PROGRAMDAKİ 9. HEDEF
Milli Uzay Programı'ndaki 9'uncu hedefin uzay alanında etkin ve yetkin insan kaynağının geliştirilmesi olduğunu olduğu bilgisini veren Erdoğan, şöyle devam etti:
"Her alanda olduğu gibi uzay yolculuğumuzun da vazgeçilmezi insandır. Çocuk, genç, araştırmacı, bilim insanı, müteşebbis, teknisyen, mühendis ve diğer tüm kesimleri ile toplumumuzda uzay farkındalığını artırmak için ne gerekiyorsa yapacağız. YÖK ve Milli Eğitim Bakanlığımız başta olmak üzere, ilgili kuruluşlarımızla özel programlar oluşturacak, bu alandaki nitelikli insan kaynağımızı artıracağız."
10. HEDEF: BİR TÜRK VATANDAŞINI UZAYA GÖNDERMEK
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 10'uncu ve son hedefin, bir Türk vatandaşını uzaya göndermek olduğunu duyurarak, "Eminim ki birçok kişi bu hayali kurarak büyümüştür. Hatta belki aranızda halen bu hayalini sürdürenler var. Hatta belki bayanlardan bile ben adayım diyenler vardır. Bak, Pelin Çift diyor ki 'ben adayım.'" dedi.
"Uzaya bir vatandaşımızı göndermeyi, turistik gezi olarak değil, gelecek nesillere yol gösterecek bir bilim misyonu olarak tasarlıyoruz" diyen Erdoğan, uzaya gitme niteliklerine sahip bir kişinin gönüllüler arasından seçilerek, gerekli eğitimleri almasını sağlayacaklarını ve uzaya göndereceklerini belirtti.
Bu sayede uluslararası uzay istasyonunun altyapısından da yararlanılacağını dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:
"Tabii benim özellikle burada bir şerhim var. Mademki bir vatandaşımız uzaya gidecek, artık astronot ya da kozmonot kelimelerine bir Türkçe karşılık bulmamız gerekiyor. Biliyorsunuz bu bizim hassas noktamız. Buradan dil bilimcilerimize bir çağrıda bulunuyor ve diyorum ki; 'gelin Türk uzay yolcularına Türkçe bir isim bulalım.' Tabii yalnızca dil bilimciler değil 83 milyon vatandaşımız da özgün fikirleriyle bu arayışa ortak olabilir."
Erdoğan, saydığı hedeflerin her birinin iddialı ve zorlayıcı olduğunu ama bunların hepsinin ayakları yere basan hedefler olduğunun altını çizerek, şöyle devam etti:
"Türkiye'nin bu devrimi gerçekleştireceğinden, uzay yarışında güçlü bir aktör olarak yerini alacağından en ufak bir şüphe duymuyorum. Türkiye Uzay Ajansı'nın geliştireceği projeleri, Milli Uzay Programı'ndaki hedefleri bizzat takip edecek, destek olacağım. Bu doğrultuda çalışmalar yürüten tüm akademisyen, girişimci ve vatandaşlarımızın hedeflerimize ulaşmamıza katkı sağlamasına imkan sağlayacak çağrılar açacak, yarışmalar düzenleyeceğiz. Milli teknoloji hamlesi ruhuyla, genç yaşlı demeden tüm vatandaşlarımızdan bu alandaki çalışmalara yüksek düzeyde katılım ve sahiplenme bekliyorum. İnşallah devlet millet el ele verecek, göklere en çok yakışan bayrağımızı, yani ay yıldızlı bayrağımızı hak ettiği yerlere taşıyacağız. Ayağımız dünyada, gözümüz uzayda olacak. Kökümüz dünyada, dallarımız göklerde olacak."