Ege Denizi'nde 7 Ocak günü saat 04.52'de merkez üssü Midilli Adası olan 5 büyüklüğünde yaşanan depremin ardından 4 saat 47 dakika sonra 4,8 büyüklüğünde bir deprem daha meydana geldi.
Aynı bölgede, bu depremlerden 3 gün sonra bugün benzer büyüklüklerde 2 deprem daha yaşandı. Önce Girit Adası'nın kuzey doğusu açıklarında 4,2, daha sonra da yine merkez üssü Midilli olan 5 büyüklüğünde bir sarsıntı kaydedildi.
Depremler, Çanakkale, Balıkesir, Bursa, İzmir ve Muğla ve civarında da hissedildi.
Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, AA muhabirine yaptığı açıklamada Midilli'deki son depremin adanın kuzey sınırında gerçekleştiğini söyledi.
"Kırılma daha önce çizilmemiş bir fayda oldu"
Bu fayın kuzeydoğu - güneybatı uzanımlı olduğunu aktaran Sözbilir, "Kırılma daha önce çizilmemiş bir fayda oldu. Midilli'deki depremler daha önce haritalanmamış, yani varlığı bilinmeyen fay üzerinde meydana geldi. Yunan bilim adamlarının daha önce bölgedeki çalışmalarında da çizilmemiş. Sağa yanal doğrultu atılımlı. Bizdeki Kuzey Anadolu Fayı gibi çalışıyor. Bu deprem olmadan önce çok sayıda öncü deprem olmuş." diye konuştu.
Prof. Dr. Sözbilir, Midilli'de 7 Ocak'taki 5 büyüklüğündeki depreme de dikkati çekerek, "Bu, bölgede birden fazla fayın olduğunu gösteriyor. İki fayın olduğu ifade edilebilir. Aynı fayın birkaç gün içinde aynı büyüklükte bir deprem yaratması pek beklenmez." ifadelerini kullandı.
Fayın uzunluğunu bilmemekle beraber tahmin edebileceklerini kaydeden Sözbilir, bölgedeki fayların 6,8'lik deprem üretme potansiyeli bulunduğunu söyledi.
Sözbilir, depremlerin Türkiye'de çeşitli illerde hissedildiğini aktararak, "Midilli'deki fayın karşısında Edremit Fayı var. Onun doğu ucu 1944'te 6,8'lik deprem üretmiş, tsunami yaşanmıştı. Edremit fayının Midilli karşısındaki daha kırılmayan ucunu tetikleme olasılığı var. 6,8'lik deprem üretebilir, Çanakkale, Balıkesir kısımları zarar görebilir, tsunami yaşanabilir." dedi.
Girit'teki depreme de değinen Prof. Dr. Sözbilir bu depremin "Ege yayı", "Helen yayı" olarak da adlandırılan Ege dalma batma zonu üzerinde meydana geldiğini aktardı. Sözbilir, bu büyük fayın son 2-3 yıldır sürekli deprem aktivitesi gösterdiğini belirterek, şöyle devam etti:
"Öbek öbek deprem fırtınası şeklinde gelişiyor. Girit'teki fay geçmişte 8,4'e varan depremler üretmiş. Güney kıyılarımız tsunami geçirmişler. İzmir'e uzak ama Muğla, Marmaris, Antalya için sıkıntılı olabilir. İzmir için esas tehlike, karada, kendi içindeki faylar."
Sözbilir, 2 yıl önce Sisam'da meydana gelen deprem nedeniyle İzmir'de yıkım yaşandığına dikkati çekerek, "Yunanistan adalarında meydana gelen depremler bizde yıkıcı olabiliyor. Denizdeki faylarla ilgili ortak çalışmalar var. Ama adalarda karaya çıkıp arazide bizim de çalışmalar yapmamız gerek." dedi.
"Tsunami riski görünmüyor"
Gazi Üniversitesi Deprem Mühendisliği Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Abdussamet Arslan da dünyada deniz altındaki fayların tam manasıyla incelenmediğini söyledi.
Ege Denizi'nin geçmişte yaşanan depremler nedeniyle "depremler denizi" olarak da anıldığını kaydeden Prof. Dr. Arslan, şöyle devam etti:
"Ege'de çok sık orta şiddetli depremler olur. İzmir ve kıyılar etkilenir. Geçmişte deprem fırtınaları oldu. Ama Midilli'de olanlar için 'deprem fırtınası' demek için henüz erken. Bunun söylenebilmesi için günlerce devam etmesi gerekir. Yıllarca devam edenler bile var. Bu depremler nedeniyle tsunami riski görünmüyor. Bu depremler Türkiye'de daha büyük bir depremi tetikler mi, bu konuda net bir bilgi yok, fay henüz işaretlenmediği için. Ege Denizi'ndeki depremler sıklıkla orta ve hafif olur, büyüklüğü 5,5'e kadar olur. Daha şiddetli depremlerin periyotları daha uzun. Çok paniğe yol açacak depremler değil. Kuzey Anadolu Fay Hattını etkiler mi, şu anda bunu söylemek mümkün değil."