DOLAR
41,48
0,06%
DOLAR
EURO
48,52
-0,29%
EURO
GRAM ALTIN
4987,95
0,18%
GRAM ALTIN
BIST 100
11377,55
0,09%
BIST 100
USD/TRY
Döviz Çevirici
TRY
USD
EUR
Hesapla

Dalkavukların trajikomik hikayeleri

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bir konuşmasında “Çevremde dalkavuklar var” diye şikâyette bulunmuştu.


Dalkavukların trajikomik hikayeleri

Bunu kimin için söylemişti bilemiyorum ama aralarında doğum günü için methiye düzenler bile vardı. İyi hatırlıyorum, duygularının kabardığından dem vurup, kabına sığmadığı için çatlayacağını dizelere dökenler halen hafızamda. Hatta Allah’ın kendi ömründen alıp Erdoğan’a vermesini isteyenler de…

Ekonomist’in 31 Ağustos - 13 Eylül 2025 tarihli sayısından

Aslında bu şakşakçı takımına pek kızmamıştım. Zira biliyordum ki Osmanlı tarihinin önemli mesleklerinden biri de dalkavukluktu. Hatta bu meslek öyle bir boyuta gelmişti ki maaş ödenmesi için dalkavukluk kayıt altına bile alınmıştı. İşlevlerine, daha doğrusu icraatlarına göre tarifeleri artar ya da azalırdı.

Günümüzde ise dalkavukluk resmi bir maaşa bağlanmıyor ama maddi getirisinin büyük olduğu yadsınamaz bir gerçek. Bu arada Türk Dil Kurumu ‘Türkçe Sözlük’te ‘dalkavuk’un tarifini şöyle yapıyor: Kendisine çıkar ve yarar sağlayacak olanlara aşırı bir saygı ve hayranlık göstererek yararlanmak isteyen kimse. Saraylarda devlet büyüklerini nükteli sözlerle eğlendiren kimse.

Her liderin etrafında vardı

Geliyoruz Cumhuriyet döneminde çok partili siyasi yaşama geçtiğimiz süreçten beri tanık olduklarımıza... Hemen hemen tüm siyasetçilerimizin etrafında dalkavuklar topluluğu oluştuğu kesin. Hafızanızı şöyle bir zorladığınızda aklınıza birçok isim ve icraatı gelecektir. En iyisi sizi fazla yormadan arşivime giren notlardan bir derleme yaparak bilginize sunayım.

Türk siyaset terminolojisine nüfus etmiş bu kavramı 1950’li yıllardan sonra çok duyar olduk. Sanıyorum siyaseti bir araç olarak gören insanların kalite hamuru azaldıkça dalkavukluk daha da ortaya çıkar oldu. Tabii bunun yanı sıra parti içi demokrasinin işlememesi, parti yapılarının monarşik bir görüntü kazanması ve liderlerin mutlak tek seçici konumuna gelmesi de önemli bir etken. Gördük ki Türkiye’deki insan malzemesin bu dönüşüme çoktan hazır ve elverişli bir durumdaymış.

Dalkavukların trajikomik hikayeleri-1

TURGUT ÖZAL

‘JAGUAR’ dalkavuklukta başrol oynamıştı

Kimse Turgut Özal’ın Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı yaptığı yıllardaki dalkavukların eline su dökemezdi. Özal döneminin birçok bakanı, milletvekili ve özellikle de ‘Papatyaları’ el öpmek için kuyruklarda yarışıyordu. Özal’ın kızına iş adamı Zeki Küçükberber tarafından hediye edilen Jaguar, bu konuda benzersiz bir örnekti. Dalkavukluk için verilen Jaguar, Meclis’te çok tartışılacak, ardından seçimlerde ‘Davulu Delen Jaguar Partisi’ne ilham kaynağı olacaktı. Özal’la birlikte iş adamlarının yatlarında, tatil köylerinde şort ve güneş gözlükleriyle boy gösteren politikacılar devri açılıyordu. Süleyman Demirel’e, Necmettin Erbakan’a, Bülent Ecevit’e, Mesut Yılmaz’a, Tansu Çiller’e, Kemal Kılıçdaroğlu’na ve Recep Tayyip Erdoğan’a dalkavukluk yapanlar en az Özal dönemindeki kadar bol ve çeşitliydi. Hatta içlerinde tabir-i caizse dalkavuk olduğunu inkâr etmeyen ‘Samimi Dalkavuklar’, bir o lidere, bir bu lidere kapılanan ‘dönek yalakalar’, şapka, palto, çanta, taşıyan ‘taşıyıcılar’, hatta ‘şemsiye tutucuları’ gibi uzmanlık dallarına ayrılanlara rastlandı.

Dalkavukların trajikomik hikayeleri-2

TANSU ÇİLLER

Villaya yönelen pırpır uçak telaş yaratmıştı

Pırpırlı uçak, Bilkent Konutları’ndaki villaya doğru alçaldığında, “Sayın Genel Başkan” ve ekibi olası bir sabotaj tehlikesi karşısında telaşlanmıştı. Uçaktan aşağıya gül yağmaya başlayınca da telaş içindeki korumalar da dahil olmak üzere herkes rahat bir nefes almıştı. Genel Başkan’ın ilk sorusu ‘Bu hamleyi kimin yaptığı’ olmuştu ki bir milletvekili aday adayının olduğunu öğrenince acı acı gülümsemişti. Konutundan çıkmak üzere olan Tansu Çiller’in başından aşağıya dikenleri ayıklanmış iki bin küsur gül döktüren kişi DYP milletvekili aday adayıydı. Dalkavukluk tarihinde bir zirveye imza atan bu kişi, davranışını Guiness Rekorlar Kitabı’na girme olasılığından söz ederek medyaya açıklamıştı.

Dalkavukların trajikomik hikayeleri-3

Bu fotoğraf 50 yılın özeti

Kasım ayı başında 50’nci yılını kutlayacak olan Türkiye’de ilk başarılı organ nakli 3 Kasım 1975 tarihinde Hacettepe Hastanesinde Prof. Dr. Mehmet Haberal tarafınca, anneden alınan bir böbreğin oğluna nakledilmesi ile gerçekleşti. Dünyada ilk böbrek nakli ise Nobel ödülü sahibi Joseph Murray tarafından, yaklaşık 60 yıl önce Boston Hastanesinde gerçekleşti. Dünyada İlk karaciğer nakli Thomas Starlz 1967 yılında, ilk kalp naklini ise aynı yıl içinde Christiaan Barnard tarafından yapıldı. Ülkemizde ilk böbrek nakli 1975’te, ilk karaciğer nakli de 1988’de Prof. Dr. Mehmet Haberal tarafından yapıldı. Haberal’ın büyük uğraşıları sonucunda organ nakli ameliyatları gelişti, yasası çıktı ve büyüdü. Binlerce hasta yeni organlarıyla sağlığına kavuşurken de Haberal’ın yoktan var ettiği Başkent Üniversitesi Hastanesi’nin öncülüğünde organ naklinin 50’nci yılı, dünyanın dört bir tarafından katılacak ünlü doktorlarla MESOT ismi verilen dev kongreyle kutlanacak. Merak ediyorum, bugün halen yüzlerce ameliyat yapan binlerce doktor yetiştiren ve dünyanın en prestijli ödüllerini alan Prof. Dr. Mehmet Haberal’a devletimiz halen duyarsız mı kalacak?

Özellikle ölüden bağışların yetersiz olduğu ülkemizde, Başkent Üniversitesi Ankara Hastanesi’nde gerçekleştirilen ölüden karaciğer nakilleri ile 2 çocuk sağlığına kavuştu.

3 nesile hayat veren nakilli sekreter

Bütün bunları neden hatırlattım diye soracak olursanız, geçenlerde Başkent Ankara Hastanesi’nde çok özel bir birlikteliğe tanık oldum. Yeniden yaşam yolculuğunun kahramanları, o yolculuğun mimarı Prof. Dr. Mehmet Haberal ile organ bağışının önemini anlatan en güzel karelerden birini yansıttılar... Özellikle ölüden bağışların yetersiz olduğu ülkemizde, Başkent Üniversitesi Ankara Hastanesi’nde gerçekleştirilen ölüden karaciğer nakilleri ile 2 çocuk sağlığına kavuştu.

Gördüğünüz fotoğraf karesinde kimler yoktu ki…

26 Temmuz’da Prof. Dr. Mehmet Haberal ve ekibi tarafından gerçekleştirilen ölüden karaciğer nakliyle sağlığına kavuşan 2 yaşındaki İkra Bozdağ, aynı ekibin gerçekleştirdiği Domino Karaciğer nakliyle yaşama tutunan ablası 4,5 yaşındaki Ayşe Bozdağ…

Ölüden alınan karaciğerin nakliyle hayat bulan 13 yaşındaki Zeynep Türkan Özdemir, abisinden alınan karaciğer ile yeni hayatına merhaba diyen 17 yaşındaki Yeliz Zehra Koç ile domino nakil ablası gibi kurtulan 6 yaşındaki kardeşi Fatma Büşra Koç…

Dünyayı Ankara’da buluşturacak

Karedeki diğer isimlerinde hikayeleri birbirine benzerken, içlerinden biri ise çok ilgi çekici yaşam öyküsüne sahip. 35 yıl önce karaciğer nakli olan, üç kuşağa hayat veren, şu an transplantasyon servisinde sekreterlik yapan Sabahat Başaran da nakilli hastaların yanındaydı. Türkiye, canlıdan nakillerde dünyada lider konumda. Öyle ki artık dünyanın dört bir köşesinden organ nakli için ülkemize geliyor hastalar. Ancak ölüden bağışlar hala yetersiz. Prof. Dr. Mehmet Haberal, bunu değiştirmek için uğraş vermeye devam ediyor. Türkiye, 3 Kasım’da da organ naklinin 50’nci yaşını kutlayacak. Prof. Dr. Mehmet Haberal, MESOT Kongresi’nde dünyayı Ankara’da buluşturacak.

“Beni Türk hekimlerine emanet ediniz” diyen Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Türkiye’si gururlanacak.

0

EKONOMİST YENİ SAYI
Ekonomist Dergisini takip etmek için abone olun.
ABONE OL