Bu noktada hem çevresel ve sosyal sorunlara çözüm bulmada hem de sürdürülebilir ekonomiye geçişte finans sektörü, özellikle de bankalar, ana finansman kaynağı olma özelliği sayesinde kredilendirme süreçleri vasıtasıyla tüm sektörleri dönüştürme gücüne sahip.
10 - 23 Kasım 2024 tarihli sayıdan
Türkiye finans sektörü de genişleyen sürdürülebilir finansman olanaklarıyla, çeşitlenen ürünleriyle ve yenilikçi projeleriyle çevreye ve insana değer katan yatırımlara desteğini önümüzdeki süreçte daha da büyütecek. Özellikle sektörün iki büyük oyuncusu olan bankalar ve leasing şirketleri, yenilenebilir ve çevre dostu enerji projelerinin kredi portföylerindeki payını ve karbonsuz geleceğe katkı sağlayacak alanlardaki finansmanlarını her geçen yıl daha da artırma hedefiyle hareket etmeye devam edecek. Bu iki önemli aktör; sundukları kapsamlı ürün ve çözümlerin yanı sıra üstlendikleri ‘danışman’ kimliğiyle de yeşil ekonomiye geçişte öncü ve dönüştürücü bir rol oynamayı sürdürecek.
Mevcut finansal sistemin çevre ve iklim üzerindeki etkileri ve derinleşen iklim değişikliğinin ekonomik faaliyetleri olumsuz etkilemesi, özellikle Paris İklim Anlaşması sonrasında finansal sektörlerin daha sürdürülebilir hale getirilmesi için küresel ölçekte çalışmaları hızlandırmış durumda. Burada söz konusu dönüşümün daha sürdürülebilir bir ekonomiye ve geleceğe yönelmesi temel hedef olarak öne çıkıyor.
Kurumların, şirketlerin ve yapılan tüm işlerin varlıklarını uzun vadeli olarak devam ettirebilmeleri için de finansmana erişim sağlamaları şart. İşte bu noktada, iş dünyasının ve toplumun kalıcı yararı için çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) kriterlerini iş veya yatırım kararlarına entegre eden her türlü finansal hizmeti kapsayan sorumlu bir finansal sistemi öngören ‘sürdürülebilir finans’ kavramı gittikçe daha da önem kazanıyor.
RİSK YÖNETİMİ VE FIRSATLAR
Uluslararası Finans Kuruluşu’na göre; sürdürülebilir finans, ‘sosyal ve çevresel faktörlerin banka ve finans kuruluşlarının faaliyetlerine entegre edilerek bu kapsamda oluşan risklerin daha iyi yönetilmesi ve bu alanlarda ortaya çıkan fırsatların değerlendirilmesi’ olarak tanımlanıyor. Avrupa Komisyonu’na göre sürdürülebilir finans, ‘finansal sistem içerisinde daha sürdürülebilir ekonomik aktiviteleri hayata geçirmek için ESG kriterlerinin yatırım kararlarının alınma sürecine dahil edilmesi’ olarak özetleniyor. Avrupa Birliği (AB) politikaları çerçevesinde sürdürülebilir finans ise ‘bir taraftan ekonomik büyüme desteklenirken diğer taraftan çevre üzerindeki baskının azaltılması ve sosyal & ekonomik faktörlerin de dikkate alınması’ şeklinde bir tanıma sahip.
2034 ÖNGÖRÜSÜ: 38,2 TRİLYON DOLAR
Araştırma şirketi Precedence Research tarafından yayınlanan verilere göre; 2023’te 5,5 trilyon dolar ulaşan küresel sürdürülebilir finans piyasasının büyüklüğünün 2024’te 6,6 trilyon dolara yükseleceği tahmin ediliyor. 2034’e kadar ise yaklaşık 38,2 trilyon dolara ulaşarak 2024’ten 2034’e kadarki süreçte yaklaşık yüzde 19,2’lik bir bileşik büyüme oranıyla genişlemesi bekleniyor.
Global Market Insights (GMI) tarafından yayınlanan analize göre ise bu hızlı büyümenin arkasında hem hükümet hem de insanlar arasında çevresel ve sosyal konulara ilişkin artan farkındalık yer alıyor. Küresel olarak hükümetlerin sürdürülebilir finansmanı destekleme çabalarını artırdığına dikkat çekiliyor. Bu çabaların ve girişimlerin ardındaki itici gücün; sosyal ve çevresel kaygıların giderek daha fazla tanınması ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmada finansın oynadığı önemli rolün anlaşılması olduğuna da işaret ediliyor.
SEKTÖRÜN SORUMLULUĞU
Ekonomik İş birliği ve Kalkınma Örgütü’ne (OECD) göre, yalnızca iklim dışındaki Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na ulaşmak için 2030’a kadar enerji, ulaştırma, su ve telekom altyapısına yılda ortalama 6,3 trilyon dolar yatırım yapılması gerekiyor. Yine bu kapsamda yenilenebilir enerji gibi iklim değişikliğinden kaynaklı etkilerin azaltılmasına yönelik ek yatırım ihtiyacı da dahil edildiğinde ise yıllık yatırım açığının 3-4 trilyon dolara ulaşacağı öngörülüyor.
Yatırımlar ve finansal kaynaklar gerçek anlamda sürdürülebilir projelere aktarıldığı takdirde, çevreye ve toplumlara ciddi katkılar sunuyor. Diğer taraftan, fosil yakıtlar gibi iklim değişikliğini daha da derinleştiren ve ciddi çevresel sorunlara yol açan projelere aktarılan finansal kaynakların, şiddeti giderek artan ve kronik hale gelen çevresel sorunların giderek büyümesine yol açtığı da önemli bir gerçek olarak önümüzde duruyor.
Tüm bu gerçeklerden yola çıkarak; küresel ölçekte karşı karşıya olunan çevresel ve sosyal sorunlara çözüm bulma konusunda ve daha yeşil ve sürdürülebilir bir ekonomiye geçişte finans sektörüne çok büyük bir sorumluluk düşüyor. Sahip olduğu geniş etki alanı da göz önünde bulundurulduğunda, özellikle bankaların faaliyetlerinde tüm paydaşlarının üzerinde olumlu etkileri artıracak, her kesim için değer üretecek sorumlu büyüme anlayışını benimsemeleri oldukça kritik önem taşıyor.
BANKALARIN ‘YEŞİL’ AJANDALARI
Bankalar, müşterilerinin karşı karşıya kaldıkları risklerin yönetimine destek olmak amacıyla yeni finansal stratejiler geliştiriyor. Ayrıca sürdürülebilir finansman ve yatırımlar konusunda uzmanlaşarak, yeşil projelere ve çevre dostu şirketlere finansal destek sağlıyor.
Biz de sürdürülebilir finans odağında önemli çalışmalara imza atan, yeşil projelere ve çevre dostu şirketlere finansal destek sağlarken bu alandaki ürün ve hizmet yelpazelerini de genişleten Türkiye’nin önde gelen bankalarının ‘yeşil’ stratejilerini araştırdık. Bankaların yeşil ekonomiyi ve yeşil dönüşümünü destekleme noktasında yeni dönem ajandalarını ve iş planlarını öğrendik.
Türk bankaları; küresel sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşılmasının kapsayıcı, erişilebilir ve sorumlu bankacılık hizmetleriyle gerçekleşebileceğinin bilinciyle yenilikçi sürdürülebilir finansman hizmetlerini hayata geçirmeye önümüzdeki süreçte de hız kesmeden devam edecek.
SERKAN DURUDUYGU / AKBANK
‘NET SIFIR’ OLMA VİZYONU
Çevresel ayak izini azalttığı bir sürdürülebilirlik stratejisiyle hareket eden Akbank; kurumsal, ticari, KOBİ ve bireysel segmentlerde geliştirdiği sürdürülebilir finansman çözümleriyle çevreye ve insana değer katan yatırımları desteklemeye devam ediyor. Akbank Yatırım Bankacılığı Bölüm Başkanı Serkan Duruduygu; belirledikleri dört öncelikli alandan biri olan ‘sürdürülebilir finansman’ kapsamında en önemli odak alanlarından birinin müşterilerinin yeşil dönüşümünü desteklemek olduğunu söylüyor.
“Yeşil dönüşüm ajandamızın merkezine karbon yoğun sektörlerin yeşil dönüşümü için enerji verimliliği, yenilenebilir enerji ve temiz ulaşım yatırımlarını koyuyoruz” diyen Serkan Duruduygu; 2050’ye kadar ‘net sıfır banka’ olma hedefiyle hareket ettiklerine ve bu stratejiyi açıklayan ilk mevduat bankası olduklarına değiniyor. Demir-çelik, çimento, enerji ve gayrimenkul sektörleri için 2030 ara emisyon azaltım hedeflerini de belirlediklerini aktaran Duruduygu; kimya, otomotiv, plastik ve tekstil gibi çevresel ayak izi yüksek sektörlerde müşterilerini sektörel talepler ve trendler doğrultusunda yeşil dönüşüm yolculuklarına teşvik ettiklerinin de altını çiziyor. Banka, sürdürülebilirlik odaklı ürün ve hizmetlerini tüm tedarik zincirini kapsayacak şekilde de geliştiriyor.
800 MİLYAR TL’LİK FİNANSMAN
Akbank; 2023 yılı sonunda sürdürülebilir finansman alanındaki 2030 hedefini dört katına çıkartarak 800 milyar TL olarak duyurdu. 2024’ün ilk yarısında 81 milyar TL sürdürülebilir finansman sağladıklarını kaydeden Akbank Yatırım Bankacılığı Bölüm Başkanı Serkan Duruduygu; böylece bu alanda 2021’den bu yana toplam 307 milyar TL sürdürülebilir finansman sağlamış oldukları bilgisini veriyor. Serkan Duruduygu; sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusunda küresel zorluklarla mücadele etmek için finansman portföyünde çevresel ve sosyal etkileri olumlu olan yatırımların payını artırmayı hedeflediklerini de sözlerine ekliyor.
MERAL MURATHAN / TSKB
FİNANSMAN HEDEFLERİNDE REVİZYON
TSKB, sürdürülebilirlik kavramını değer yaratma modelinin merkezine koyuyor. TSKB Genel Müdür Yardımcısı ve Sürdürülebilirlik Lideri Meral Murathan; iklim değişikliği azaltım yatırımlarının yanı sıra özel sektörde iklim değişikliği fiziksel etkilerine karşı uyum yatırımları, kadının iş gücündeki pozisyonunun kuvvetlendirilmesi ve döngüsel ekonomi yatırımları gibi çeşitlendirdikleri ürünleriyle Türkiye’nin bu alandaki direncini artırmaya yönelik bir fon yapısı kurguladıklarını belirtiyor.
TSKB’nin fonlama yapısının yüzde 80’inin sürdürülebilirlik bağlantılı olduğuna, portföyün yaklaşık yüzde 33’ünün elektrik üretim sektöründen, bunun yüzde 97’sinin yenilenebilir enerji yatırımlarından oluştuğuna da işaret eden Meral Murathan, şöyle devam ediyor: “2024 yılı ilk altı ay sonuçlarına göre kredi portföyümüzün yüzde 91’i BM Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları ile bağlantılı kredilerden meydana geliyor. Kredi portföyümüzün yüzde 58’i de iklim ve çevre odaklı SKA’lar ile bağlantılı. 2025 yıl sonuna kadar bu oranları sırasıyla yüzde 90’da ve yüzde 60’ta tutma hedefimiz var. Geliştirdiğimiz bu model aracılığıyla finansman hedefleri de belirledik. 2030’a kadar 8 milyar dolarlık SKA bağlantılı kredi kullandırım hedefimizin yüzde 42’sini, 2021’den beri kullandırdığımız 3,4 milyar dolarlık krediyle tamamladık ve 2030 hedefimizi 8 milyar dolardan 10 milyar dolara revize ettik. Ayrıca 2030 yıl sonuna kadar 4 milyar dolar tutarında iklim finansmanı sağlamayı hedefliyoruz.”
TÜRKİYE YEŞİL FONU’NU KURDU
TSKB; Dünya Bankası ile yürüttüğü Türkiye Yeşil Fonu’nu da kurdu. Bu fon; Türkiye’de ve dünyada krediyle finanse edilerek kurulan, yeşil ve kapsayıcı dönüşüm odaklı ilk girişim sermayesi yatırım fonu olma özelliğine sahip. TSKB Genel Müdür Yardımcısı ve Sürdürülebilirlik Lideri Meral Murathan; “Türkiye Yeşil Fonu aracılığıyla Türkiye’nin yeşil dönüşümüne ve bu alandaki yatırım ihtiyaçlarına katkı sağlayacak bir ekosistem oluşturarak ülkemizin Ulusal Katkı Beyanı kapsamındaki hedeflerine katkı sunmayı amaçlıyoruz” diyor. Bu kapsamda, 2023 yıl sonunda T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı garantörlüğünde, IBRD ile 155 milyon dolarlık Yeşil Finans Projesi kredi anlaşmasına imza attıkları bilgisini veren Meral Murathan; fonun toplam büyüklüğünün 405 milyon dolara ulaşmasını hedeflediklerine de işaret ediyor.
YELİZ ATAAY ARIKÖK / QNB TÜRKİYE
‘YEŞİL DÖNÜŞÜM KREDİ PROGRAMI’
QNB Türkiye; düşük karbon ekonomisini desteklemek üzere müşterileri için uluslararası standartlara uygun olarak hazırladığı ‘Sürdürülebilir Finans ve Ürün Çerçevesi’ doğrultusunda sürdürülebilir finans ürünleri geliştiriyor. Banka, yakın zamanda 125 milyon dolarlık yeşil ve mavi tahvil ihracıyla Türkiye’nin ilk mavi tahvil ihracına da imza attı.
QNB Türkiye Sürdürülebilirlik Komitesi Başkanı Yeliz Ataay Arıkök; 2024’te gerçekleştirdikleri bankanın ilk sürdürülebilir Eurobond ihracının ve kalkınma bankalarından temin ettikleri kaynakların da müşterilerine sundukları sürdürülebilir kredi olanaklarını desteklediğine işaret ediyor. Müşterilerine finansmanda destek olmanın yanı sıra dönüşüm yolculuklarında ihtiyaç duydukları bilgi, yönlendirme, teknik altyapı ve araçları sunarak partnerlik ettiklerini de belirten Yeliz Ataay Arıkök, şöyle devam ediyor:
“AB’nin Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması’nda önceliklendirilen karbon yoğun sektörler ile portföyümüzde yeşil dönüşüme ihtiyaç duyan müşteri segmentlerini gözeterek ‘Yeşil Dönüşüm Kredi Programı’nı oluşturduk. Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na ulaşma yolunda yeşil dönüşümün başarılı olabilmesi için dijital dönüşümün bir araç olarak kullanılması şart. Biz de dijital gücümüzü çevresel etkilerin ölçülmesini ve geliştirilmesini desteklemede kullanıyor, müşterilerimize karbon ayak izlerini hesaplayacak ve raporlayacak çözümlere Dijital Köprü Platformumuzla hızlı ve kolay ulaşım imkânı sunuyoruz. İlerleyen dönemde Dijital Köprü üzerinden de yeşil dönüşümü destekleyen ürün ve hizmetler sunacağız.”
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK ODAKLI MEVDUAT ÜRÜNÜ
QNB Türkiye’nin ‘Yeşil/Sürdürülebilir Mevduat’ adlı bir ürünü de bulunuyor. QNB Türkiye Sürdürülebilirlik Komitesi Başkanı Yeliz Ataay Arıkök; bu ürünle müşterilerine birikimlerini düşük karbonlu, iklime dayanıklı ve sürdürülebilir ekonomiye geçişi destekleyen işletmelerde ve projelerde değerlendirme olanağı sağladıkları bilgisini veriyor. “Türkiye’nin ilk sürdürülebilirlik odaklı mevduat ürünü olan ‘Yeşil/Sürdürülebilir Mevduat’ ürünüyle sektörde 1 milyar TL hacme ulaştık” diyen Yeliz Ataay Arıkök; bu ürünü bireylere de ulaşacak şekilde genişlettiklerinin de altını çiziyor.
BERİL YÜZER OĞUZ / DENİZBANK
KAYNAKLARIN VERİMLİ KULLANIMINA DESTEK
DenizBank, 2006’dan bugüne kadar proje finansmanı kapsamda yeşil dönüşüme karşılık gelebilecek 1,2 milyar dolar finansman sağladı. DenizBank Finansal Kurumlar ve Sürdürebilirlik Koordinasyon Grubu Genel Müdür Yardımcısı Beril Yüzer Oğuz; “Türkiye’de 2010’da EBRD ile yeşil finansman alanında iş birliği yapan ilk Türk bankalarından biri olmamız vesilesiyle o dönemde henüz adı konulmamış ‘yeşil dönüşüm’ ifadesine karşılık gelen işlere imza attık” diyor. Sürdürebilirlik Komitesi’ni kurduklarına ve vizyonlarını ‘İlerisi için, yenilikçi finans ile sürdürülebilirlik dönüşümünün kolaylaştırıcısı olmak’ olarak belirlediklerine de dikkat çeken Beril Yüzer Oğuz; yeşil dönüşüme ve yeşil ekonomiye desteklerinin etkisini iş süreçleri içerisinde izlemek ve artırabilmek için Sürdürülebilir Finans Çerçevesi hazırladıkları bilgisini de paylaşıyor.
Beril Yüzer Oğuz; bu kapsamda özellikle tarım ve enerji alanında yeşil kredilerin tahsisi, toplumsal cinsiyet eşitsizliği ile ülkemizdeki bölgesel iktisadi farklılıkların azaltılması, kadınların, KOBİ’lerin ve mikro girişimcilerin yeşil dönüşüme adaptasyonlarını kolaylaştırmak için finansman ürünleri sağladıklarını kaydediyor. Beril Yüzer Oğuz; sürdürülebilir tarım, yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği başta olmak üzere kaynakların verimli kullanımına, karbonsuz geleceğe katkı sağlayacak alanlarda finansman sağlamaya devam edeceklerini de vurguluyor.
KARBON EMİSYONU YOĞUN SEKTÖRLER
Yeşil finansmanla yeşil dönüşüme desteğini tüm sektörler için sağlamakla birlikte DenizBank’ın merceğinde özellikle karbon emisyonu yoğun sektörler var. Emisyon azaltacak her projenin değerli olduğuna işaret eden DenizBank Finansal Kurumlar ve Sürdürebilirlik Koordinasyon Grubu Genel Müdür Yardımcısı Beril Yüzer Oğuz; doğal kaynakların verimli kullanılması için de ürün ve süreçler üzerinde çalıştıklarını kaydediyor. Yüzer Oğuz, “Tüm sektörlerde olmakla birlikte özellikle tarım ve turizm sektöründe vahşi su kullanımını engelleyecek, verimli su kullanımını teşvik edecek ve doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımına katkı sağlayacak projelere destek vermeye ve bu yönde finansman sağlamaya gayret ediyoruz” diyor.
AYŞEGÜL AKAY / ING TÜRKİYE
“TÜRKİYE’NİN DÖNÜŞÜMÜNDE ROL ALIYORUZ”
2050’ye kadar ‘net sıfır emisyon’ hedefine ulaşmak için ‘Terra’ yaklaşımıyla kredi portföyünü sektör bazında izleyen ve her yıl gelişimini raporlayan ING Grubu, 2027’ye kadar yıllık 150 milyar Euro sürdürülebilir finansman sağlamayı ya da bu finansmana aracılık etmeyi hedefliyor. ING Grubu’nun Türkiye’ye aktardığı sürdürülebilirlik bağlantılı ve temalı işlem sayısında da hızlı bir artış yaşanıyor.
ING Türkiye Kurumsal Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı Ayşegül Akay; ING Grubu tarafından Türk firmaları ve finansal kuruluşlar için koordinasyonu sağlanan ya da aracılık edilen sürdürülebilir finansman hacimlerinin 2023’te yaklaşık dört kat arttığı ve 5 milyar Euro’dan fazla finansman sağlanmasına destek verildiği bilgisini paylaşıyor. 2024’te ise şu ana kadar 2,7 milyar Euro hacme ulaşıldığına değinen Akay; ayrıca Türkiye’nin sürdürülebilirlik dönüşümünü teşvik eden önemli işlemlerde yer aldıklarına işaret ederek bu konuda şunları söylüyor:
“T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın hazırladığı Sürdürülebilir Finansman Çerçeve Dokümanında danışman olarak görev aldık ve bu kapsamda ilk Eurobond ihracı 2023’te gerçekleştirildi. İBB Sürdürülebilir Finansman Çerçeve Dokümanı için de danışman görevini üstlendik, ilk Yeşil Eurobond ihracı ise 2023’te yapıldı. Ankara-İzmir, Mersin-Adana-Gaziantep ve Yerköy-Kayseri hızlı tren finansmanları için 3,9 milyar Euro’luk sendikasyon kredilerine ING Grubu olarak destek sağladık. ING Türkiye ve ING Leasing olarak EBRD ile sürdürülebilir finansmanı destekleyecek kredi anlaşmaları imzaladık. ING Türkiye olarak sürdürülebilirlik bağlantılı sendikasyon kredimizi de yeniledik. Ayrıca uluslararası piyasalarda gerçekleştirdiğimiz sermaye benzeri tahvil ihracımıza katılan EBRD, bu alanda Türkiye’deki ilk yatırımını ING Türkiye’ye sağladı.”
YEŞİL PROJE VE YATIRIMLARA DESTEK
Yapı Kredi, gelecek nesillere daha yaşanılır bir dünya bırakmak için toplumun tüm katmanlarında sorumluluk alınması gerektiğine inanıyor. Proje kredileri portföyünde yenilenebilir enerji projelerinin payının artırılması için çalışmaya devam ettiklerini kaydeden Yapı Kredi Kurumsal İletişim Direktörü Arda Öztaşkın; yeşil proje ve yatırımlara verdikleri finansal destekle, sürdürülebilir bir gelecek için en temel katkılardan birini sağladıklarını belirtiyor. Yeşil tahviller, sürdürülebilirlik bağlantılı krediler, yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği kredileri gibi pek çok ürün ve hizmetle sürdürülebilir dönüşüm için müşterilerine finansal çözümler sunduklarının altını çizen Arda Öztaşkın; “Türkiye’de sürdürülebilir finans alanında öncü bir rol üstlenmeyi amaçlıyoruz” diyor.
Yapı Kredi, Avrupa Yeşil Mutabakatı stratejisi bağlamında hayata geçmesi beklenen döngüsel ekonomi modellerinin, ülkemizde Avrupa Birliği’ne (AB) tedarikçi konumundaki şirketlerin üzerinde önemli bir etki sağlayacağını öngörüyor. Ürün materyallerinden tasarıma, atık yönetimi sistemlerinden lojistiğe kadar pek çok iş sürecinin bu doğrultuda yeniden planlanacağına değinen Arda Öztaşkın’a göre; şirketlerin döngüsel iş modellerine uyumlanması için oluşacak finansman ihtiyaçları da yine bankaların sunduğu ürün ve hizmetlerle karşılanacak. Öztaşkın; dönüşüm yolculuğunda gerek danışmanlık gerek dönüşümün finansmanı noktasında müşterilerine eşlik etmeye devam edeceklerini de vurguluyor.
KREDİ KOŞULLARINDA AVANTAJ OLANAĞI
Yapı Kredi, kurumsal müşterilerine verdiği sürdürülebilirlik bağlantılı kredilerde, kredinin kullanılacağı alandan bağımsız olarak müşterilerinin sürdürülebilirlik performansı ile bağlantılı bazı hedefler belirliyor. Kredi vadesi kapsamında bu hedeflere ulaşılması durumunda, kredi koşullarında da avantajlar sağladıkları bilgisini veren Yapı Kredi Kurumsal İletişim Direktörü Arda Öztaşkın; 2018’den beri katıldıkları Türkiye Konutlarda Enerji Verimliliği Finansman Programı (TuREEFF) çerçevesinde enerji verimliliğine yatırım yapan KOBİ’lere ve konutlarda enerji verimliliği yatırımlarına kredi sağladıklarını da sözlerine ekliyor.
EMİR ALPAY / ODEABANK
“ÖLÇEK VE SEKTÖR GÖZETMİYORUZ”
Odeabank, sürdürülebilirlik kavramını ve sürdürülebilir finansmanı, 360 derece yaklaşımla tüm bankacılık faaliyetlerinin merkezine alan bir bakış açısıyla hareket ediyor. Bu konuya sadece ürün veya kredi programı bazında bakmadıklarını söyleyen Odeabank Sermaye Piyasaları ve Finansal Kurumlardan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Emir Alpay, “Bankamızın her biriminde genel bir sürdürülebilirlik perspektifi yerleştirmenin ve tüm süreçlerimize bu pencereden baktığımız bir kültür oluşturmanın merkezi bir öneme sahip olduğunu düşünüyoruz” diyor. Son yıllarda ağırlık verdikleri sürdürülebilirlik çalışmaları sonrasında kendi bünyelerinde geliştirip uygulamaya koydukları ürünler olduğuna dikkat çeken Alpay; ‘Yeşil Dönüşüm Kredisi’ ve ‘Yeşil Mevduat’ ürünlerinin de bu sürecin sonunda ortaya çıktığına işaret ediyor.
Odeabank, kendi geliştirdiği ürünlere ek olarak uluslararası finans kuruluşlarıyla ve kamu kurumlarıyla iş birliklerine de devam ediyor. İhracatı Geliştirme A.Ş. (İGE) desteğiyle başlattıkları ‘Yeşil Dönüşüm’ ve ‘İhracatta Kadını Destekleme’ gibi nakit kredi paketleriyle müşterilerinin finansmana erişimini kolaylaştırmayı amaçlayan çözümler de sunduklarını aktaran Emir Alpay; “Ölçek ve sektör gözetmeksizin kredi programlarımızda belirlediğimiz teknik kriterleri sağlayan tüm yatırımları desteklemeyi hedefliyoruz” diyor.
LEASING’İN ÖNEMLİ VE ÖNCÜ ROLÜ
Bankaların yanı sıra leasing şirketleri de özellikle finansman sağladıkları şirketler ve projelerle sürdürülebilir bir dünyanın oluşumunda önemli ve dönüştürücü güce sahip. Sürdürülebilirlik temalı ürünleriyle müşterilerinin daha yeşil bir geleceğe geçişini destekleyen leasing şirketleri, sağladıkları uluslararası kaynaklarla Türkiye’nin iklim hedeflerine ulaşmasına da yardımcı oluyor. Leasing sektörü, özellikle yenilenebilir enerji alanının finansmanda öncü bir rol oynamaya devam ediyor.
OSMAN TAŞ / QNB LEASING
ÇEVRESEL VE SOSYAL ETKİLER
Yeşil dönüşümü ana amaçlarından biri haline getiren QNB Leasing, tüm yatırımlarında çevresel etkileri dikkate alıyor ve çevreye zarar verecek hiçbir projeyi desteklemiyor. Sadece çevreye değil, sosyal hayata etkileri de dikkate aldıklarını kaydeden QNB Leasing Genel Müdürü Osman Taş; kadın girişimcileri, kadın istihdamını ve kayıtlı istihdamı destekleyecek şekilde finansman yaptıklarının altını çiziyor. Yenilenebilir enerji, enerji verimliliği ve suyun verimli kullanımı alanlarında öncü bir role sahip olduklarına işaret eden Osman Taş, şöyle devam ediyor:
“Bugüne kadar 500 MW civarında öz tüketim yatırımına ek olarak birçok enerji verimliliği, su yönetimi, dijitalleşme ve akıllı üretimi projesine destek verdik. Sadece GES ve RES değil; biyokütle ve biyogaz yatırımlarını da destekledik. 2015’ten bu yana yenilenebilir enerji yatırımları için yaklaşık 500 milyon dolar finansman sağladık, sağlamaya devam ediyoruz. Bu yıl leasing ile finanse edilen yenilenebilir enerji projelerinin yüzde 15’inden fazlasını biz finanse ettik. 2024’te yenilenebilir enerji yatırımlarının yanında enerji verimliliği, dijital dönüşüm, gıda güvenliği, elektrikli araçlar ve su yönetimi alanlarında da toplam yaklaşık 100 milyon dolar finansman sağladık. Gelecek yıllarda da bu hacmin hızla artarak devam etmesini hedefliyoruz.”
“250 MİLYON $ KAYNAK YARATACAĞIZ”
QNB Leasing, birçok uluslararası finans kuruluşu ile yeşil dönüşüme öncülük etmek ve uzun vadeli finansman kaynağı yaratmak için görüşmelerini sürdürüyor. Önceki hafta EBRD ile 25 milyon Euro tutarında sözleşme imzaladıkları bilgisini veren QNB Leasing Genel Müdürü Osman Taş; “2025’te toplam üretim hedefimize uygun olarak sürdürülebilir projeler özelinde 250 milyon dolar kaynak yaratmayı öngörüyoruz” diye konuşuyor.
BURAK KOÇAK / DENİZLEASING
UZUN VADE&DÜŞÜK MALİYET
Dünya genelinde sürdürülebilirliğin ve yeşil dönüşümün etkisiyle birlikte enerji yatırımlarının yaklaşık yüzde 90’ı yenilenebilir enerjiye yöneldi. DenizLeasing; bu yatırımlar içerisinde yaygınlığı, kurulum kolaylığı ve son 10 yılda yüzde 80’e varan ölçüde azalan yatırım maliyeti nedeniyle güneş enerjisi yatırımlarının özel bir önemi olduğu kanaatinde.
DenizLeasing Genel Müdürü Burak Koçak; Türkiye’nin güneşten elektrik üretim potansiyelinin bu yatırımların yaygınlaştırılmasına alan açtığını finanse ettikleri onlarca projenin verilerinden takip ettiklerini söylüyor. Bunların yanı sıra özellikle enerji verimliliği, hidrojen, karbon yakalama ve elektrikli araçların yaygın kullanımı için de proje finansmanı ihtiyacı doğacağını öngördüklerini kaydeden Koçak; bu alanlara yönelik uzun vadeli ve görece düşük maliyetli kaynak temini için çalışmalarını yoğunlaştırdıkları bilgisini veriyor. “Ağırlıklı kısmı güneş enerjisi ve güncel olarak endüstriyel-ticari alan çatı GES projeleri olmak üzere biyoenerji, rüzgâr ve diğer yenilenebilir enerji projelerinin leasing sektöründeki payı yüzde 6 iken, bilançomuzdaki payı yüzde 15’lerde” diyen Burak Koçak; DenizFilo markasıyla elektrikli ve hibrit araç kiralama operasyonları yürüterek küresel değişim ve trendlere ayak uydurduklarına da değiniyor.
ÇATI GES’LER ODAKTA
Şu zamana kadar saha GES, çatı GES, RES ve biyoenerji alanlarında yüzlerce proje finanse eden DenizLeasing; önümüzdeki dönemde sürdürülebilirlik odaklı projelerin bilançosundaki ağırlığını artırmayı hedefliyor. DenizLeasing Genel Müdürü Burak Koçak; başta çatı GES olmak üzere yenilenebilir enerji projelerinin finansmanı, kendi portföyleri dahil mevcut GES tesislerinin kurulu güç artışları-renovasyonları ve enerji verimliliği projelerinin finanse edilmesini odağa alarak çalışmaya devam edeceklerini belirtiyor.
MURAT ÇAĞRI SÜZER / GARANTİ BBVA GENEL MÜDÜR YRD.
“Düşük karbonlu geleceğe geçişte aktif rol üstleniyoruz”
- 400 MİLYAR TL’LİK TAAHHÜD BBVA, ilk kez 2018’de açıkladığı sürdürülebilir kalkınmanın finansmanına 100 milyar Euro katkıda bulunma hedefini, Ekim 2022’de 300 milyar Euro’ya çıkardı. Biz de 2018-2025 arasında sürdürülebilir dönüşüm için 400 milyar TL’nin üzerinde finansman taahhüdü verdik. 2024 yılı için belirlediğimiz hedefe de şimdiden ulaştık. Türkiye’de Net Sıfır Bankacılık Birliği’ne katılan ve kömürden çıkış taahhüdü veren ilk banka olarak, 2030 ara dönem ve 2050 nihai hedeflerimize ulaşmak için karbonsuzlaşma sürecimizi düzenli takip ediyoruz. Bu yaklaşım, düşük karbonlu geleceğe geçişte bankamızın aktif rol üstlenme kararlılığını da yansıtıyor.
- FİNANSMAN VE DANIŞMANLIK Yeşil finansman kapsamında özellikle yenilenebilir enerji projelerine, enerji verimliliğini artıran yatırımlara ve sürdürülebilirlikle bağlantılı kredilere ağırlık vererek çevresel etkilerin azaltılmasına olanak sağlayan çözümlere odaklanıyoruz. Sosyal alanda eşit ve adil dönüşümü sağlayacak; toplumsal cinsiyet eşitliği, nitelikli eğitime erişim ve kadın girişimcilerin desteklenmesi gibi konulara odaklanan kapsayıcı büyüme projelerine de finansman sağlıyoruz. Ayrıca danışmanlık çözümlerimizle sektörlerin dönüşümünün hızlanması için çalışıyoruz. Müşterilerimize alternatif yakıt kullanımı, karbon yakalama teknolojileri gibi yeni teknolojilere erişim konusunda da destekler sunuyoruz.
- YENİLENEBİLİR ENERJİ PROJELERİ Türkiye’nin doğrudan sera gazı emisyonlarının yarısından fazlası emisyon yoğunluğu yüksek elektrik ve ısı üretimi, çimento ve demir-çelik gibi sektörlerden geliyor. SKDM ve ülkemizde de devreye girmesini beklediğimiz Emisyon Ticaret Sistemi’nin en çok etkileyeceği sektörlerdeki müşterilerimizin geçiş stratejilerini oluşturmaya yönelik çalışmalar yapıyoruz. Yeşil finansman payımızda en yüksek oranı yenilenebilir enerji projeleri oluşturuyor. 2014’ten beri yeni elektrik üretimi yatırımlarında, sadece yenilenebilir projelerine finansman sağlıyoruz. Türkiye’deki rüzgâr ve güneş enerjisi projelerinin yüzde 20’sinden fazlasının finansmanında da yer aldık.
İZLEM ERDEM / TÜRKİYE İŞ BANKASI GENEL MÜDÜR YARD. VE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK LİDERİ
“Pozitif etki odaklı çözümler sunmaya devam edeceğiz
- EMİSYON AZALTIM HEDEFLERİ Karbonsuzlaşma ve yeşil ekonomiye geçiş için önemli adımlar atıyoruz. Bu yöndeki çalışmalarımız açısından, Nisan 2022’den bu yana imzacısı olduğumuz Net Sıfır Bankacılık Birliği taahhütlerimiz önemli bir çerçeve oluşturuyor. Kredi portföyümüzden kaynaklanan emisyonları yönetmeye ve azaltmaya yönelik çalışmalar kapsamında, 2030’a kadar enerji sektöründe yüzde 61, çimentoda yüzde 21, demir-çelikte yüzde 10 emisyon yoğunluğu azaltma hedeflerimizi belirledik. Ekonomideki yeşil dönüşümü desteklemek üzere Net Sıfır Bankacılık Birliği hedeflerinin yanı sıra 2040’a kadar kademeli olarak kömür finansmanını da sonlandıracağımızı açıkladık. Karbon yoğun diğer sektörler için de emisyon azaltım hedeflerini belirleme çalışmalarımıza devam ediyoruz.
- UÇTAN UCA BİR İŞ MODELİ Yeşil dönüşüm sürecini sadece emisyon azaltımı ve adaptasyon ekseninde değil; iş dünyası için yarattığı fırsatlar açısından da değerlendiriyoruz. Kapsayıcı, sürdürülebilir ve paylaşılabilir ekonomik değer yaratmak hedefiyle 2023 yılı başında üç yılda 300 milyar TL sürdürülebilir finansman sağlama taahhüdümüzü ortaya koyduk. İklim değişikliğinin olumsuz etkilerini azaltmak amacıyla kaynak temininden bu kaynakların müşterilerimize kullandırılmasına kadar uçtan uca bir iş modeli ile yeşil ekonomiye geçiş sürecini finanse ediyoruz. Yeşil dönüşüm sürecinde müşterilerimizi finansman boyutuyla desteklemenin yanı sıra; çevresel riskleri daha iyi yönetebilmeleri için onlara destek olmayı ve farkındalıklarını artırmayı amaçlıyor; yol gösterici bir iş ortağı olarak konumlanıyoruz.
- ORTAK GELECEĞE KATKI Sorumlu bankacılık alanındaki hedeflerimizi, orta ve uzun vadeli planlarımızı, tüm paydaşlarımızın gereksinimlerini gözeterek ortak geleceğimize katkı sağlayacak aksiyonları içerecek şekilde yapılandırıyoruz. Ülkemizin yeşil dönüşüm sürecinde, başta müşterilerimiz olmak üzere değer zincirimizdeki tüm paydaşlarımız için pozitif etki odaklı çözümler sunmaya devam edeceğiz.
ESER OKYAY / AKLEASE GENEL MÜDÜRÜ
“Güneş, rüzgâr ve enerji verimliliği projelerine odaklanıyoruz”
- 536 MW’LIK KAPASİTE Ülkemiz leasing sektöründe ilk sürdürülebilirlik temalı ürün olan ECOLease kapsamında bugüne kadar toplamda yaklaşık 10 milyar TL tutarında çevreci projelere finansman sağladık. Ancak bu, sadece bir başlangıç. Genel olarak yeşil finansmanımız, ağırlıklı güneş ve rüzgâr enerjisi yatırımlarına, enerji verimliliği projelerine ve atık yönetimi alanındaki yenilikçi çalışmalara yöneldi. Yenilenebilir enerji projelerindeki büyümeye ve Türkiye’nin enerji üretim kapasitesine sürdürülebilir katkı sunduk. 536 MW’lık kapasite oluşturduk ve bu rakamın daha da büyümesi için gelecekteki finansman stratejilerimizi sürdürülebilir enerji projeleri üzerine yoğunlaştırıyoruz.
- ÇEVRE DOSTU PROJELER 2024 sonu itibarıyla hedefimiz; ECOLease ürünümüzün portföydeki payını yüzde 40’ın üzerine çıkarmak. Uzun vadeli planlarımız doğrultusunda ise 2030’a kadar portföyümüzün tamamına yakınının ECOLease kapsamında çevre dostu projelerden oluşmasını amaçlıyoruz. Bu, Türkiye’nin sürdürülebilir enerji hedeflerine katkı sağlayacak ve enerji verimliliği, atık yönetimi gibi alanlarda önemli ilerlemeler kaydetmemize yardımcı olacak.
- DEPOLAMALI ENERJİ SANTRALLERİ Enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji projelerine kaynak sağlamak adına önemli kredi anlaşmalarına imza atıyor, uzun vadeli ve uygun maliyetli finansman sağlayarak güneş, rüzgâr ve enerji verimliliği projelerine odaklanıyoruz. Enerji sektöründeki finansman sorunlarına yönelik sunduğumuz çözümler, yatırımcıların projelerine erişimini kolaylaştırıyor. Finansal desteğe ek olarak teknik bilgi ve danışmanlık hizmetleriyle de müşterilerimizi yeşil dönüşüm yolunda güçlendiriyoruz. Önümüzdeki dönemde depolamalı enerji santralleri gibi yenilikçi projelere daha fazla kaynak ayırarak bu alandaki büyümemizi sürdüreceğiz.
FATİH TORUN / YAPI KREDİ LEASING GENEL MÜDÜRÜ
“2025 hedefimiz; yeşil enerji portföyümüzün 1000
- EBRD VE IFC’DEN KREDİ Suyun korunması ve yenilenebilir enerji kaynaklarının artırılması adına yapılmış yatırımlarla örülü portföyümüz sayesinde uluslararası kreditörler, bize kredi verme konusunda oldukça istekli. EBRD ile 50 milyon Euro’luk, iki yıl vadeli finansman anlaşmamızı müşterilerimize ulaştırdık. Yeşil Ekonomi Finansman Fonu (GEFF) kapsamında imzalanan anlaşmayla kaynaktan pay alan ilk leasing şirketiyiz. Uluslararası Finans Kurumu’ndan (IFC) enerji verimliliği ve suyun korunmasının finansmanı olmak üzere üç yıl vadeli, toplam 120 milyon dolarlık kredi temin ettik ve dünyada suyun korunması için bu finansmanı sağlayan şirketlerin öncülerinden olduk. Yenilenebilir enerjide portföyümüz 700 MW’ı aştı. ‘Araç Şarj İstasyonu Kredisi’ ve ‘Enerji Depolama Batarya Kredisi’ni Türkiye’de müşterilerimize sunan ilk kurumuz.
- 8 MİLYAR TL’LİK KAYNAK Uluslararası anlaşmalara imza atarak müşterilerimizin yeşil enerjiye geçiş süreçlerine katkı sağlıyoruz. Son iki yılda sürdürülebilir finans alanında 8 milyar TL’lik kaynağı müşterilerimize sağladık. İştiraki olduğumuz Yapı Kredi ve Koç Holding’in sürdürülebilirlik yaklaşımı, çalışmaları ve 2050’de ‘karbon nötr’ olma taahhüdü bizim için çok önemli bir kılavuz. Bu yıl şirket ve çalışan performansını sürdürülebilirlik kapsamında da ölçerek hedeflerimize uygun hâle getirdik.
- YENİ ÜRÜNLER GELECEK Leasing sektöründe, önümüzdeki dönemde yeşil dönüşüm odaklı ürünlerin sayısının artacağını düşünüyoruz. Yeşil enerji portföyümüz için 2024 sonu 750 MW’a ulaşmak ve 2025 sonunda 1000 MW’a yaklaşma hedefimizle yolumuza devam ediyoruz. Gelecek dönemde de yenilenebilir enerjinin öneminin artarak devam edeceğine inanıyoruz. Bu kapsamda ürün çeşitliliğimizi ve zenginliğimizi artırmak ve sürdürülebilirlik temalı yeni ürünlerimizi müşterilerimize sunmak için üst seviyede bir efor ile çalışıyoruz. Önümüzdeki dönemde de müşterilerimizin sürdürülebilir dönüşümünü güçlü bir şekilde desteklemeyi sürdüreceğiz.