DOLAR
34,87
0,07%
DOLAR
EURO
36,60
-0,32%
EURO
GRAM ALTIN
3042,20
0,89%
GRAM ALTIN
BIST 100
10058,47
-0,40%
BIST 100
USD/TRY
Döviz Çevirici
TRY
USD
EUR
Hesapla

“Afetin öncesinde riski yönetmeliyiz”

Tarım alanlarının imara açılmasının önüne geçilmesi gerektiğine vurgu yapan İTÜ Afet Yönetimi Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, sorularımızı yanıtladı.

05 Mart 2023 | 16:06
“Afetin öncesinde riski yönetmeliyiz”

Tarım arazilerinin imara açılmaması gerektiğine vurgu yapan İTÜ Afet Yönetimi Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, "Çünkü depremin ivmesi tarım arazilerinde daha yıkıcı. Yine afet yönetiminden hızlıca risk yönetimine geçmeliyiz" diyor.

Not: 26 Şubat - 4 Mart 2023 tarihli sayıdan

6Şubat'ta Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesinde 7.7 şiddetindeki deprem ve dokuz saat sonra yaşanan 7.6 Elbistan depremi, 11 ilde çok büyük yıkıma ve can kaybına neden oldu. Son bir yılda dünyada meydana gelen tüm depremlerin ortaya çıkardığı enerjinin yüzde 26'sına eşit olduğu hesaplanan depremler, Türkiye'ye deprem gerçeğini en acı şekilde yeniden hatırlattı. 

Son 100 yılda ülkemizde meydana gelen en büyük felaketlerden biri olarak değerlendirilen depremlerin ardından konuştuğumuz İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Afet Yönetimi Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, bir an önce afet yönetiminden risk yönetimine geçilmesi gerektiğinin altını çiziyor. Tarım alanlarının imara açılmasının önüne geçilmesi gerektiğine de vurgu yapan Kadıoğlu, sorularımızı yanıtladı.

Yaşadığımız son deprem felaketine yönelik değerlendirmeleriniz nedir?

Çok büyük bir deprem yaşadık. Türkiye'nin deprem kuşağında olduğu bir gerçek. Bu bilinçle artık bir an önce kriz yönetiminden risk yönetimine geçmemiz şart. Yani afet olmadan yönetmemiz gerekiyor. Bizim kentlerimiz büyük birer risk havuzu haline gelmiş durumda. Bu risk havuzlarını küçülterek, ortadan kaldırmamız gerekiyor. Binlerce binanın yok olduğu bir yerde sistem çöker, yönetemezsiniz, baş edemezsiniz. 

O nedenle bu kadar çok çürük bina olmamalı. 'Afet yönetimi' demek, risk ortaya çıkmadan, afete dönüşmeden onu azaltıp kontrol edilebilir, yönetilebilir seviyeye indirgemek anlamına geliyor. Afet yönetimi, 'arama-kurtarma, yemek dağıtmak', o afeti yönetmek değildir. 

Bu yanlış bir anlayış. O acil müdahaledir. 'Afet yönetimi', risk olmadan riski yönetilebilir ve tolere edilebilir seviyeye getirmektir. O yüzden, kritik noktalarda riski küçültmemiz gerekiyor. Deprem olduktan sonra bunun önünde duramayız. Yönetilemez, tolere edilemez riskleri yönetebileceğimizi sanmaktan vazgeçmemiz gerekiyor artık.

Peki işe nereden başlanmalı?

Depremin doğuracağı sorunları yaşamamız için bazı düzenlemeler getirilmeli. Bunların başında da emlak işinin yatırım aracı olmaktan çıkması geliyor. Her yerin imara açılmasının da önüne geçilmesi şart. Bu yaşadığımız afette yıkılan binaların büyük kısmı bina yapılmaması gereken tarlalarda, tarım alanlarında, alüvyonlu arazilerde yapılmış binalar. 

Bu bölgeler tekrar imara açılmamalı. Tarlalarda artık bina değil bitki yetiştirmemiz lazım. Tüm Türkiye'deki zemini uygun olmayan alanlara inşa edilen binaların boşaltılması gerekiyor. Deprem bölgesine gidenlerden öğrendiğimiz kadarıyla şu anda dağların yamaçlarındaki binaların nispeten ayakta olması da yapılan yanlışları kanıtlar nitelikte.

Deprem riskine karşı çok katlı mı az katlı mı bir yapılaşma olmalı?

Merkezi yönetimler çok katlı da az katlı da bina yapılmasına izin verebilir. Bunda sıkıntı yok. Yeter ki binalar usulüne uygun ve doğru yapılsın. Belirttiğim gibi tarım alanlarına yapılmasına izin verilmemesi şart. 

Bugün sürekli iklim değişikliğinden bahsediyoruz ama arpa, buğday, mısır ekeceğimiz arsalara bina ekiyoruz, konut dikiyoruz. 

En büyük yanlış bu. Çünkü tarım alanları deprem dalgalarını yüzde 50 daha fazla büyütüyor. Depremin ivmesi bu tarz arazilerde daha fazla ve yıkıcı oluyor.

Depreme karşı merkezi yönetimlerin başka ne gibi önlemler almaları gerektiğini düşünüyorsunuz?

Kafalarına göre imara izin verilmemesi lazım. Doğru bir arazi planlaması yapmak gerekiyor. Yapılan binaların da en az iki yıl satılmaması lazım. Bu binalar için sıkı kontroller olmalı. Her inşaat mühendisliğinden mezun olanın da bina yapmaması gerektiğini düşünüyorum. 

Nasıl ki 'uzman doktorluk' varsa, 'uzman mühendislik' de olması lazım. Binaların en az beş yılda bir kontrol edilmesi lazım. Şu anda binaya iskan veriliyor ve bir daha kontrol edilmiyor. Ama arabamızı iki yılda bir muayene ettirmemiz gerekiyor. Otomobillerimize gösterilen titizlik binalarımıza gösterilmiyor.

Herkesin korkulu rüyası beklenen Marmara depremi... Özellikle de İstanbul böyle bir depreme hazır mı?

Marmara Bölgesi yaşadığımız depremdeki 10 ilin nüfusunun yaklaşık üç katından fazla nüfus barındırıyor. Bunu göz önünde bulundurmalıyız. Riskleri görüp, mevcut riskleri mutlaka azaltmamız gerekiyor. Bu şekilde devam edersek esas büyük kıyameti İstanbul depreminde yaşayacağız. 

Yıkılacak bina sayısını mutlaka azaltmamız gerekiyor. Şu anda İstanbul'da olası bir depremde yıkılacak olan 68 bin binadan bahsediliyor. Bizim bunu 68'e indirmemiz şart. Bu 68 bin binayı şimdiden yıkılmayacak, çökmeyecek şekilde güçlendirmemiz lazım. Şu anda acil olarak yapılması gereken binaların iyileştirilmesi.

Deprem riski olan bir kent olmasına rağmen İstanbul göç almaya da devam ediyor.

Göç de İstanbul için büyük bir sorun. Zaten obez bir şehir. Artık İstanbul'un daha fazla ne konut ne de nüfus olarak büyümemesi gerekiyor. Hatta tersine göçün desteklenmesi lazım. Önümüzdeki riskli döneme odaklanmamız gerekiyor. 

Herkese deprem öncesinde sağlam binalara geçmelerini ya da mevcut binalarını sağlamlaştırmalarını öneriyorum. Bugünkü koşulları göz önünde bulundurarak kentsel dönüşümlerde pazarlık yapılmamalı, konutun sağlamlığını göz önünden bulundurup küçük metrekarelere de razı olunmalı.

“BİNALARI GÜÇLENDİRME SEFERBERLİĞİ LAZIM”
“Deprem nedeniyle görüşlerini beyan eden çok fazla uzman var. Ancak her bilim insanı kendi uzmanlığı konusunda beyanat vermeli. Bazıları her konuda bir şeyler söylüyor. 

Uzman olmadığı konularda da söyleyince ortalık karışıyor. Herkes, kendi uzmanlık alanında afet yönetim sisteminde bir yer bulmalı. 

Belediyelerle, STK’larla, odalarla, bütün paydaşlarla bir araya gelip İstanbul’da yıkılmayı bekleyen binaları da nasıl yıkılmaz hale getirebiliriz, nasıl güçlendirebiliriz diye seferberlik başlatılması lazım.”

DEPREMDEN ÖNCE BUNLARI MUTLAKA YAP|N

  • Binanızın depreme dayanıklı olup olmadığını kontrol ettırın.
  • Bina içinde eşyaların sabitlenmiş olduğundan emin olun.
  • Mutlaka aileniz için afet planı yapm. Zaman zaman bunun tatbikatını yapın.
  • Çök, kapan, tutun hareketini refleks haline getirin.
  • Mutlaka afet sigortası yaptırın. ^
  • Depremde elektrik, su, doğalgaz nas|| kesilir öğren^ uygulamasını yapın.
  • Yanıcı maddeleri ve ev kimyasallarını devrilip kırılmayacak ve karışmayacak şekilde saklayın.
  • Deprem anında nasıl tahliye dıının" öğrenin
  • Hafif arama-kurtarma, ilkyardım öğrenin.

 

0


  • ALTIN GRAM - TL 3042,2 0,89%
  • ALTIN ONS 2714,09 0,83%
  • BIST 100 10058,47 -0,4%
  • DOLAR/JAPON YENI 152,466 0,348%
  • DOLAR/KANADA DOLARI 1,41491 -0,16933%
  • DOLAR/RUS RUBLESI 107 4,3624%
  • DOLAR/TURK LIRASI 34,8651 0,0711%
  • EURO/DOLAR 1,0486 -0,3895%
  • EURO/TURK LIRASI 36,5984 -0,3165%
  • STERLIN/DOLAR 1,27414 -0,2474%
EKONOMİST YENİ SAYI
Ekonomist Dergisini takip etmek için abone olun.
ABONE OL