DOLAR
34,95
0,17%
DOLAR
EURO
36,76
0,37%
EURO
GRAM ALTIN
2976,55
-0,98%
GRAM ALTIN
BIST 100
10125,46
0,66%
BIST 100
USD/TRY
Döviz Çevirici
TRY
USD
EUR
Hesapla

Çinli devlerden Türkiye’de üretim atağı: Hangi alanlar ön planda?

27 Ekim 2022 | 20:23
Çinli devlerden Türkiye’de üretim atağı: Hangi alanlar ön planda?
Kuşak - Yol Projesindeki konumuyla bir süredir Türkiye'ye yakın ilgi gösteren Çinli yatırım devleri, şimdi de üretime geliyor. Türkiye'ye son altı yılda 3 milyar doların üzerinde yatırım yapan Çinli şirketler, pandemi sürecinde ise bu defa teknoloji alanında önemli üretim yatırımlarım devreye aldı.

SİBEL ATİK
satik@ekonomist.com.tr

18 Nisan 2021 tarihli sayıdan

Dünyayı sarsan COVİD-19 salgınının çıkış noktası olan Çin, pandemi koşulları nedeniyle zorlu geçen 2020 yılında G-20 ülkeleri içerisinde Türkiye ile birlikte, büyüyen iki ülkeden biri oldu. Son 20 yıllık büyümesini pandeminin dahi durduramadığı Çin, 2020'de yüzde 2,3 büyüdüğünü ve GSYİH'nın ilk kez 100 trilyon yuan sınırını aştığını açıkladı.

Pandemi sürecinde üretimin aksaması ve limanların kapanması ise birçok alanda dünyanın tek tedarikçisi olan Çin'e alternatif arayışlarını güçlendirdi.

Tedarik zincirinde dünyada oluşan yeni dengede Türkiye'nin jeopolitik konumu ve ucuz iş gücünü avantaja dönüştürmesi bekleniyor. Kuşak - Yol Projesi'ndeki konumuyla bir süredir Türkiye'ye yakın ilgi gösteren Çinli yatırım devleri, tedarik gücünü elden bırakmamak üzere burada üretime yönelik yatırım atağına da başladı.

Çinli yatırımcıların özellikle teknoloji alanında Türkiye'deki girişimlerine hız verdiği görülüyor. Pandemi öncesinde yaptığı satın alımlarla Türkiye'de bir dizi yatırım yapan Çinli şirketler, pandemi sürecinde ise üretime dönük dört önemli yatırımı devreye aldı. OPPO, Xiaomi, H3C, Huawei Türkiye'deki yatırımlarını hızlandıran şirketler oldu.

2 BİN KİŞİYE İSTİHDAM


Türkiye'de üretime dönük önemli adımlar atan Çin menşeli şirketlerden biri olan Xiaomi, kısa bir süre önce Salcomp partnerliğinde 30 milyon dolarlık yatırımla üretime başladı. Avcılar'da 14 bin metrekare alan üzerine kurulu tesisinde yıllık 5 milyon adet akıllı telefon üretim kapasitesine sahip olan şirket, tam kapasite üretime geçtiğinde yaklaşık 2 bin kişiye istihdam sağlayacak.

Hem satış hem de satış sonrasında müşteriler için Türkiye'nin bir numaralı akıllı telefon markası olmayı planladıklarını aktaran Xiaomi Türkiye Ülke Müdür Yardımcısı İrfan Öztürk, bu nedenle satış sonrası desteklerin kalitesini ve erişilebilirliğini geliştirmek için çalıştıklarını söylüyor.

Salcomp ile açtıkları yeni tesisle yerel bir oyuncu oluşumunu tamamlamayı ve kaliteli ürünleri adil fiyatlarla olabilecek en hızlı şekilde Türkiye'deki kullanıcılarla buluşturmak istediklerini ileten Öztürk, "Türkiye, yerli üretime başladığımız dördüncü ülke olduğu için çok heyecanlıyız. Türkiye'deki ilk Mi Store'u 2018 yılının eylül ayında Vadi İstanbul Alışveriş Merkezi'nde açtık. O günden beri 26 şehirde 50'den fazla Mi Store açtık" diyor. Öztürk, pandemiye rağmen bu alanda yatırımlara devam ettiklerini ve Türkiye'nin her yerinde yeni Mi Store'lar açmaya devam edeceklerini söylüyor.

Üretimde öncelikli planlarının Türkiye'deki yerel talepleri karşılamak olduğunu vurgulayan Öztürk, "Üretimde istediğimiz seviyeye ulaştıktan sonra ihracat ve bölge planlarımız da netleşmiş olacak. Avrupa, Ortadoğu ve Afrika'nın ihracat planlarımızda ilk sırada olduğunu da söyleyebiliriz" diye konuşuyor.

ÜRETİM İÇİN GÜN SAYIYOR


Türkiye'de üretime dönük bir diğer önemli yatırım kararı ise cep telefonu markası OPPO'dan geldi. Tuzla'da 12 bin metrekare kapalı alana sahip bir fabrika, Çin menşeli cep telefonu markası OPPO tarafından akıllı telefon üretim tesisine dönüştürüldü.

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yatırım teşviki ile desteklenen OPPO'nun üretim tesisinde kurulum çalışmalarına kasım ayı itibarıyla başladı. Fabrikada yaklaşık üç ay içinde SMT üretim bandı ve tüm sistemler kuruldu. Test üretimlerinin başladığı tesiste, tam kapasite üretime geçilmesiyle yaklaşık bin kişinin istihdam edilmesi bekleniyor.

Türkiye'de üretim için yer arayışını sürdüren ve bu yıl içinde yatırımı gündemine alan şirketlerden biri de Çinli teknoloji devi H3C oldu. Türkiye distribütörü Boğaziçi Bilgisayar ile yatırımı gündeme alan şirket, Türkiye Yatırım Ofisi ile görüşmelere devam ediyor.

Yatırım Ofisi'nden H3C ile yatırıma onay verildiğini aktaran Boğaziçi Holding Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Tecdelioğlu, yatırıma yıl bitmeden başlamak istediklerini söylüyor.

YATIRIM AVANTAJLARI


iletişim, ve teknoloji ürünlerinin yüzde 80'inin Çin'de üretildiğini ve pandemi sürecinde tedarik zincirindeki kırılmanın Türkiye'ye ilgiyi artırdığını belirten Tecdelioğlu, telefon üreticilerine verilen teşvikle bu alanda yatırımı gündeme aldıklarını belirtiyor.

H3C ile yatırım konusunda ilerleyen süreçte net karara varılması durumunda yaklaşık 50 milyon dolarlık yatırımın mümkün olduğunu ifade eden Tecdelioğlu, network ağ ürünleri ve güvenlik sunucuları üretmek istediklerini kaydediyor. ilk etapta 200 kişi ile üretime başlanacağını sonraki yıllarda bin 200 kişiye ulaşacağını dile getiren Tecdelioğlu, şöyle konuşuyor: "Tedarik zinciri açısından Türkiye giderek öne çıkıyor. Bakınız Süveyş Kanalı bir kapandı gemiler gelemedi. Çin'den gelen gemi zaten 40 günde geliyor. Fakat Türkiye'de aynı şey üretilse deniz, kara ve hava yoluyla iki günde ürünler çok farklı ülkelere ulaşabilir. Bu noktada Türkiye'ye yönelik yatırımların artmasını bekliyorum. Telefon üreticilerine özel verilen teşvikler, arazi tahsisi, SGK primleri konusundaki vergi muafiyetleri buraya yatırımları avantajlı hale getiriyor."

309 MİLYON DOLAR YATIRIM YAPTI


Türkiye pazarını Çin'den son en büyük ikinci AR-GE merkezi olarak konumlayan Huawei ise yatırımlarını sürdürmeyi planlıyor. Şu anda Türkiye'de 700'ün üzerinde mühendis ve araştırmacıya sahip olan merkezde istihdamı bu yıl yaklaşık yüzde 10 artırmayı planlayan şirket, burada geliştirdiği çözümleri 30 ülkeye ihraç etti.

Hem yerli hem de yabancı müşteriler için geliştirdiği hizmetlere daha fazla odaklanmayı planlayan Huawei'nin Çin dışındaki en büyük ikinci AR-GE merkezi Türkiye'de ve şirket için büyük bir öneme sahip.

Türkiye'ye 2010 yılından bu yana 309 milyon dolardan fazla yatırım yaptıklarını ifade eden Huawei Türkiye Kurumsal İletişim Genel Müdür Yardımcısı Liang Dongbo, şirketin Türkiye'deki AR-GE merkezi'nin ürettiği çözümlerin yerel ekonomiye 295 milyon dolarlık katkı sağladığını kaydediyor.

Liang Dongbo "Bu yıl AR-GE Merkezi'nin hem yerli hem de yabancı müşterileri için geliştirdiği hizmetlere daha fazla odaklanacağız. Ayrıca HMS ekosisteminin gelişimi ve 5G'nin ülkemizde gelecekte kullanımına dair senaryoları için de yerel girişimlerle birlikte çalışmaya devam edeceğiz" diyor.

LOJİSTİK MERKEZ POTANSİYELİ


Son altı yıllık süreçte Türkiye'de 3 milyar doların üzerinde satın alma işlemine imza atan Çinli devlerin üretim tarafındaki iş birliği finans piyasalarında da yaşanıyor. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası ile Çin Merkez Bankası arasındaki swap anlaşmasının ardından Ziraat Bankası, Çin'in önde gelen finans kuruluşlarından Çin Eximbank ile 400 milyon dolar tutarında kredi anlaşması imzaladığını duyurdu.

Türkiye'nin Kuşak - Yol Projesi'ndeki konumu, Çin'in proje güzergahındaki ticari faaliyetleri için Avrupa ve Afrika'ya açılan bir kapı haline getiriyor.

Türkiye'nin, üç kıtada ticaret için lojistik merkezi olma potansiyelinin Çin menşeili yatırımcıların ilgisini çektiğini aktaran KPMG Türkiye Danışmanlık Bölüm Başkanı ve Şirket Ortağı Müşfik Cantekinler, ABD-Çin arasındaki küresel ticaret anlaşmalarındaki gelişmelerin yeni ticaret yollarının şekillenmesi açısından önemli bir potansiyel sunduğunu belirtiyor.

Covid-19 salgını sonrasında global şirketlerin küresel tedarik zincirlerini tekrar gözden geçirmek ve yeniden şekillendirmek durumunda kalmalarına da işaret eden Cantekinler, "Küresel tedarik zincirinin temelini Çin ve diğer Uzakdoğu ülkeleri oluştururken, salgınla tedarik zincirindeki kırılmanın etkisi yeni arayışları güçlendirdi" diyor.

Örneğin kimya sektöründe global hammadde üretiminin neredeyse yarısı Çin'den sağlanıyor. Eğer salgın kontrol altına alınmasaydı, kimyasal hammaddeye ihtiyaç duyan ilaç üretimi gibi birçok hayati sektörde üretim global ölçekte durma noktasında kalacaktı.

HANGİ ALANLAR ÖN PLANDA?


Cantekinler, bu nedenle ülkeler ve çok uluslu şirketlerin tedarik zincirlerindeki halkaları çeşitlendirmek adına, Çin ve Uzakdoğu'ya ikame ve ek yeni yatırımları göz önünde bulundurmalarının kaçınılmaz olduğunu vurguluyor. Cantekinler, "Bu noktada geleneksel olarak üretim altyapısına ve kabiliyetine sahip, jeopolitik olarak iyi konumda ve iyi yetişmiş iş gücüne sahip Türkiye, avantajlı konumda" diyor.

Müşfik Cantekinler, Türkiye'de enerji, lojistik, altyapı, madencilik, finans, turizm, elektro-^ nik ve iletişim, perakende ve e-ticaret sektörlerine yatırım yapan Çinli firmaların sayısının artmasıyla Türk-Çin ekonomik bağlarının da güçlendiğini aktarıyor. Cantekinler, stratejik konuma sahip Türkiye'nin Çinli yatırımcılardan artan şekilde ilgi görmeye devam etmesini beklediklerini dile getiriyor.

MÜŞFİK CANTEKİNLER KPMG TÜRKİYE YÖNETİCİ ORTAĞI "SAĞLIK ALANINDA İŞ BİRLİKLERİ ÖNE ÇIKACAK"


"Covid-19 salgın süreci devletlere, toplumlara ve iş dünyasına toplumsal sağlık ve yaşam sürekliliği açısından nelerin kritik ancak eksik olduğunu gösteren de bir süreç oldu ve olmaya devam ediyor.

Bu çerçevede bazı sektörlerin salgın sonrasında ön plana çıkan ve yatırımcılar açısından yıldızı parlayan sektörler olacağını bu nedenle de şirket evliliklerine daha çok konu olacağını söyleyebiliriz.

Bu sektörler; sağlık sektörü ve sağlık sektörüne yönelik tedarik ve hizmet sağlayan yan sektörler, salgın hastalıklara karşı tıbbi araştırmalar yapan ilaç şirketleri ve araştırma kuruluşları, kişisel ve toplumsal hijyene yönelik üretim yapan şirketler, gıda sanayi, tarım ile bunlara ilişkin tedarik zincirleri, gıda perakendesi, iletişim teknolojileri ve telekomünikasyon.

Özellikle hem dünyada hem de Türkiye'de tedarik zinciri anlayışlarında önemli bir değişime tanık olunuyor. Bu değişimle birlikte tüm dünyada ve Türkiye'de değişime ayak uydurabilen şirketler vasıtasıyla konvansiyonel sektörler arasında yer alan üretim sektörünün öne çıkacağını öngörüyoruz."
0


  • ALTIN GRAM - TL 2976,55 -0,98%
  • ALTIN ONS 2648,82 -1,16%
  • BIST 100 10125,46 0,66%
  • DOLAR/JAPON YENI 153,659 0,65%
  • DOLAR/KANADA DOLARI 1,42361 0,0724%
  • DOLAR/RUS RUBLESI 104,5 -0,1932%
  • DOLAR/TURK LIRASI 34,9519 0,1703%
  • EURO/DOLAR 1,0504 0,3482%
  • EURO/TURK LIRASI 36,7644 0,3705%
  • STERLIN/DOLAR 1,26194 -0,39033%
EKONOMİST YENİ SAYI
Ekonomist Dergisini takip etmek için abone olun.
ABONE OL